Yaşam

Bugün Ne Pişirsem Derdine Son: Urfanatik'ten 5. Günün İftar Menüsü

Urfanatik.com olarak, her gün sizler için özenle hazırladığımız iftar menüleriyle "Bugün ne pişirsem?" derdine son veriyoruz. Ramazan ayına özel günlük menülerimizle sofralarınızı zenginleştiriyoruz.

Abone Ol

Şanlıurfa'da mübarek Ramazan ayının beşinci gününde de sahur ve iftar sofralarınızı şenlendirecek birbirinden lezzetli yemek menüleriyle karşınızdayız.

Ramazan ayında sağlığınızı düşünen ve beslenmesine özen gösterenler için Diyetisyen Sinem Göç Güzel, her gün özel olarak hazırladığı sağlıklı menü önerilerini bugün de sizlerle paylaşıyor.

Diyetisyen Güzel'in Ramazan ayına özel hazırladığı menülerle hem formunuzu koruyabilir hem de bu mübarek ayı sağlıklı bir şekilde geçirebilirsiniz.

Ramazan-ı Şerif’in Fazilet Takvimi de Urfanatik.com’da gün gün okuyucularıyla buluşacak.

İşte Ramazan Ayının 5. Gün Sahur ve İftar Menüsü Şöyle;

RAMAZAN’IN BEŞİNCİ GÜNÜ SAHUR MENÜSÜ

  • Klasik kahvaltı
  • Haşlanmış yumurta (mutlaka olacak)

RAMAZANIN BEŞİNCİ GÜNÜ İFTAR MENÜSÜ

  • Tavuklu sebzeli pilav
  • Cacık

AYET

“Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa hemen Allah’a sığın. Çünkü O her şeyi işiten ve bilendir.” Kur’an-ı Kerim (Fussilet Suresi 36. Ayet Meali)

HADİS

“Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Allahu Teala kıyamet gününde benim için birbirlerini sevenler nerede? Onları gölgemden başka gölge bulunmayan bir günde Arş’ın gölgesinde gölgelendireceğim buyurur.” Hadis-i Şerif (Müslim, Birr ve Sıla, 161)

GÜNÜN DUASI

Allah’ım, bizleri sıkıntıyla, hastalıkla ve sevdiklerimizle imtihan etme.

FAZİLET TAKVİMİ

ZİKİR MECLİSLERİNE RÛHÂNİYET TEŞRİF EDER

Sultan Üçüncü Ahmed Han devri İslâm âlimlerinden Abdülganî Nablusî merhûm (1641-1731) “el-Hakîkat ve’l-Mecâz fî-Rıhleti’ş-Şâm ve Mısır ve’l-Hicâz” isimli Hac seyâhatnâmesinde şöyle anlatıyor: “12 Zilkâde 1105’te (M. 1694) Medîne-i Münevvere’de iken Seyyid Abdülkâdir Efendi’ye müsafir olduk. O şöyle anlattı:

Yemen’in Hadramut şehrinden Şeyh Seyyid Muhammed el-Bâ’levî isminde bir zât, her sene Mekke-i Mükerreme’den Medîne-i Münevvere’ye gelir, Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’i ziyaret ettikten sonra Uhud’a gider, Peygamberimizin amcası Hazret-i Hamza radıyallâhü anh’in kabri başına gelirdi. Burada yanında bulunan mürîdleri ve ahbabıyla, Hazret-i Hamza’nın (r.a.) kabri başında zikir ve Kur’ân-ı Kerîm tilâvetiyle meşgul olurlardı.

Hicâz’ın her köşesinden birçok halk da, bu merasimde hazır bulunmak için yollara düşüp gelirlerdi. Hattâ bu merâsim için husûsî bir mahal bile hazırlanmıştı.

Seyyid Muhammed Efendi, bir sene bu merâsime iştirâk edememişti. Merasim yapıldığı vakitte akşam namazından sonra Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’i ziyaret eder. Sabaha kadar ne kadar teveccüh etse de Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimizin rûhâniyetiyle müşerref olamaz.

Sabah namazından sonra yaptığı ziyarette ise müşerref olmak nasip olur. “Yâ Resûlallâh! Akşam ziyaretinize geldim, ancak sizinle müşerref olamadım, sebebi nedir?” diye suâl edince Fahr-i Kâinât Efendimiz, “Amcam Hamza’nın meclisinde bulunmak üzere Uhud’a gitmiştik, oraya gelseydin bizi bulurdun.” buyururlar.

“Yâ Resûlallâh! Orada hangi mahal sizin makamınızdır?” diye suâl edince, “Başı cihetindedir.” buyururlar. O buyurdukları mekân da Şeyh Ahmed el-Kuşâşî’nin, mürîdleriyle oturduğu ve akşamdan sabaha kadar zikrullâh, tilâvet-i Kur’ân ve salevât-ı şerîfe ile meşgul olduğu mahal imiş. Seyyid Muhammed Efendi, ondan sonra bu merasimi aslâ aksatmadı.