Sevgili okuyucularım, eskiden büyüklerimiz birini rencide etmezlerdi. Ona dolaylı yollardan anlatarak, yaptığı hareketin doğru olmadığını anlatırlardı. Şimdi ise bir çocuk bilmeden bir hata yapsa herkesin gözü önünde onu rencide ederler, bu doğru değil. Size yaşanmış bir fıkra ile yazımı noktalamak istedim…

Sevgili okuyucularım, eskiden büyüklerimiz birini rencide etmezlerdi. Ona dolaylı yollardan anlatarak, yaptığı hareketin doğru olmadığını anlatırlardı. Şimdi ise bir çocuk bilmeden bir hata yapsa herkesin gözü önünde onu rencide ederler, bu doğru değil. Size yaşanmış bir fıkra ile yazımı noktalamak istedim…

Bir Çocuğu Rencide Etmeden Doğruyu Göstermenin En Güzel Yöntemi Adam 48 yıl önceki ilkokul öğretmenini parkta görünce, utanarak yanına yaklaşıp "hocam beni tanıdınız mı?" dedi.

İhtiyar öğretmen:

- Hayır tanımadım.

Adam:

- Hocam nasıl tanımazsınız!.. Ben ilkokul öğrenciniz M....a. Hocam sınıfımızda bir arkadaşın saati kaybolmuştu. Ben almıştım. Siz de "herkes kalksın ve ellerini tahtaya dayasın, arama yapacağım" demiştiniz. Ben utanmış̧ ve çok korkmuştum. Sizin ve arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakacağım diye soğuk terler dokuyordum...

Sizden bir komut daha geldi.

"Şimdi herkes gözlerini kapatsın."

Ortalarda bir yerdeydim. Aranma sırası bana gelmişti. Saati cebimden sessizce almış, devamla, aynı sessizik içinde son arkadaşa kadar aramayı sürdürmüştünüz. Sonra bizi yerimize oturtup bana ve hiç kimseye hiç bir şey söylemeden saati sahibine vermiştiniz.

Büyüdükçe içimde büyüttüm bu davranışınızı... Hocam ben şimdi 60 yaşındayım. Düşünüyorum da şu hayattaki en büyük dersi, o gün sizden almışım. Her aklıma gelişinde sarsıldım ve her aklıma gelişinde kendimi sizden kalan erdemin koruyucu gölgesinde hissettim.

“Utancı bilerek yaşamak korkunç...

Daha da korkuncu, bilerek yaşatmak.”

derler..

Hocam siz bana o utancı yaşatmadınız.

Yaşasaydım unutur muydum, doğrusu bilmiyorum. Ama beni utandırmamanızı hiç unutmadım Hocam.

Şimdi hatırladınız mı beni?

İhtiyar öğretmen yan yana oturdukları bankta öğrencisine yaslanarak:

- O olayı ertesi gün unutmuştum ben. Şimdi sen anlatınca hatırladım

Sizlere "gözlerinizi kapatın" dediğimde ben de gözlerimi kapatmıştım. O yaştaki her çocuğun düşebileceği yanılgıya düşen öğrencime karşı içimde bir yargı oluşsun istememiştim.

O sen miydin?

Bilmiyordum, nasılsın?