Şanlıurfa İnşaat Mühendisleri Odası, İzmir'de yaşanan deprem ile ilgili basın açıklamasında bulunarak, "deprem değil tedbirsizlik öldürür" dediler. 

Oda adına basın açıklamasını okuyan İl Yönetimi Temsilcisi İnşaat Yüksek Mühendisi Ruken Okyay Çiçek;

"30 Ekim 2020 de Ege Denizinde merkez üssü İzmir’in Seferihisar ilçesi olan 6.6 büyüklüğündeki depremde 62 kişi yaşamını yitirmiş 940 kişi yaralanmıştır.Yaralılara acil şifalar diliyoruz.Başta İzmirliler olmak üzere saygıdeğer halkımızın,hepimizin başısağolsun.
İzmir İnşaat Mühendisleri Odası gerekli incelemeleri başlatmış durumda. Bölgeye deprem sonrası inceleme ve analiz çalışmalarını yürütmek maksadıyla en kısa zamanda bizler de gideceğiz.Hasar gören yapıların tespiti yapılarak raporlamaları en kısa zamanda yapılmak suretiyle Genel Merkezimizce yayınlanacaktır.Bu konuda İzmir İnşaat Mühendisleri odasına gerekli desteği sunduğumuzu bildiririz.

Halen hasar tespit çalışmalarının yetkililerce ve kamu kuruluşlarınca devam ettiği İzmir’de 1238 binada çalışmalar tamamlanmış durumda.Toplamda 6 yıkık,7 acil yıkılacak,13 ağır hasarlı,4 orta hasarlı bina olduğu tespit edilmiştir.İzmir’de ağır hasarlı 26 binanın da acil olarak yıkılması planlanmaktadır. AFAD'dan yapılan açıklamada, saat 07.00 itibarıyla depremin ardından 40'ının büyüklüğü 4'ün üzerinde olmak üzere, 812 artçı sarsıntı yaşandığı belirtilmiştir. Bilindiği üzere ülkemiz bir deprem kuşağı üzerindedir.Bizler de bu gerçeği bilerek gerekli tedbirleri almakla yükümlüyüz" dedi. 

DEPREM DEĞİL TEDBİRSİZLİK ÖLDÜRÜR!

Alınması gereken önlemleri tek tek sıralayan Çiçek şöyle konuştu;

1-Ülkemizin mevcut yapı stokunun sorunlu olduğu bilinmektedir.Bu nedenle bir an önce ülke genelinde ve ilimiz Şanlıurfa’da yapı stokunun envanteri çıkarılmalıdır. Okul,hastane,yurt gibi kamu binalarından başlayarak gereken yenileme ve güçlendirme işlemleri yapılmalıdır tamamlanmalıdır.Kentler deprem ve diğer doğal afetlere uygun biçimde yeniden yapılandırılmalıdır.Kentsel dönüşüm projeleri ,yeni rant alanları yaratmak amacıyla değil ,afet riskini en aza indirmek ve kent güvenliğini sağlamak amacıyla yapılmalıdır.
2-Depreme hazırlıklı olmak için mevcut binaların güçlendirilmesinin yanı sıra yeni yapılacak binaların depreme karşı dayanıklı olarak inşa edilmesinin sağlanması da önemlidir.yapı güvenliğini sağlamanın en işlevsel yolu ise yapıların üretim sürecinde doğru bir mühendislik hizmetiyle üretilmesidir.Zemin etüdünden projelendirmeye ,malzeme kalitesinden yapım faaliyetine kadar bina üretim sürecinin her aşamasında alınacak mühendislik hizmeti yapıların güvenli olmasının en önemli teminatlarından birisidir.
3-2001 yılından 4708 sayılı “Yapı Denetimi Hakkında Kanunu” başlangıçta 19 pilot ilde, 2011 yılından itibaren tüm illerde uygulanmaya başlanmıştır.Bu sistemde denetim sorumluluğu yapı denetim kuruluşlarına yüklenmektedir. Kuruluşlar yapıların taşıyıcı sisteminden 15 yıl, ince işlerinden ise 2 yıl boyunca sorumlu tutulmaktadır. Denetimin nasıl yapılacağı ise 2008 yılında yürürlüğe giren “Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği” ile açıklanmıştır.Yapı denetiminde karşılaşılan başlıca teknik sorunlar denetimin aksaması, projeler arası uyumsuzluklar, proje harici uygulamalar ve imalat sırasında sorumluların sahada bulunmamasıdır.Yapı denetimin ülke genelinde yaygınlaştırılması ve ilimiz dahil tüm ülke genelinde otomatik dağıtım sisteminde olması önemlidir.Ancak sistem mevzuat ve uygulama yanlışlarından arındırılmalıdır.
4-‘Dar gelirlilere konut üretme ‘amacıyla kurulan TOKİ ,KİPTAŞ ve kamu kurumlarının binaları 4708 sayılı yasaya göre düzenlenen yapı denetim şirketleri tarafından yapı denetime tabii tutulmamaktadırlar.Deprem felaketinden korunabilmemiz için kamu yapıları dahil tüm inşaatların yapı denetim sistemine tabii tutulması gerekmektedir.
5-Mühendislik hizmeti almamış kaçak yapılaşma önlenmelidir
6-İmar afları ,imar barışı kapsamında depreme dayanıksız yapıların çürük raporu almış yapıların yıkılmasının önüne geçilmektedir."

"GÜVENLİ, YAŞANABİLİR KENTLER YARATMAK MÜMKÜN"

Maalesef İzmir depreminde Bayraklı’da yerle bir olan Doğanlar ile Rızabey apartmanlarına ilçe belediyesinin 2012 ve 2018’de ‘çürük’ raporu verdiği ortaya çıktı diyen Yüksek Mühendis Çiçek; "Her iki binanın da riskli ve tehlikeli olduğu belirtilerek ev sahipleri uyarılmış olduğunu görüyoruz. Ancak binalar tahliye edilmeyince bu felaket yaşanmıştır. Biz biliyoruz ki sorun çözümsüz değil. Güvenli yaşanabilir kentler yaratmak mümkün. Önemli olan çözmeye niyet etmek. Sözlerimize son verirken öncelikle İzmir halkına ve Türkiye halklarına geçmiş olsun diyoruz ,bizler Şanlıurfa İnşaat Mühendisleri Odası üyeleri olarak gerek şubemizle gerek İzmir İmo ile deprem sonrası yürütülecek çalışmalarda her koşulda meslektaşlarımızın ve sayın halkımızın yanındayız" ifadelerine yer verdi.