İLKOKUL denilince akla neler gelmez ki... Bugün “Corona-19” nedeniyle ilkokul eğitimini alamayan öğrenciler, yarınlarda yere sağlam basamayacak kimlikteler. İlkokul günlerine ilk adımını atanların anıları tazelendiğinde, neler (…) akıllarına gelmiyor ki….

İLKOKUL denilince akla neler gelmez ki... Bugün “Corona-19” nedeniyle ilkokul eğitimini alamayan öğrenciler, yarınlarda yere sağlam basamayacak kimlikteler. İlkokul günlerine ilk adımını atanların anıları tazelendiğinde, neler (…) akıllarına gelmiyor ki….

BİRİNCİ sınıfa başlanan ilk günlerde aile, okula teslim ettiği çocuğunu anne, baba hatta dede ve nine’nin birlikte paylaştığı müşterek sevinç. Şubelere ayrılan sınıflar ve öğretmen ile birlikte sıra halinde, hatta önündeki arkadaşının sırtından tutarak dershanelere giriş. Sıralara oturma. Boynunda beyaz yakası. Üzerinde  siyah önlüğü. Önceleri Sümerbank üretimi  krizet kumlu önlükler. Kızların kuşaklı, erkeklerin düğmeli olurdu. Taranmış ve kurdela bağlı belikli  saçlar. Yine düzgün taranmış veya üç numara makine ile traş olan erkek talebeler…

ÖĞRETMEN düzgün kıyafeti ile öğrencilerinin karşısında güven veren ve “Öğretmen Okulu” çıkışlı muallim veya muallimeler. Kara tahta başında yapılan ilk konuşma ve tanışma. Sınıfın, okulun hangi bölüm katında olduğunu bilme. Sınıfları karıştırmama…

İLK günde öğretmenin, öğrencileri ile “göz göze” gelme yanı. Hayat Bilgisi, Türkçe, Matematik, Resim-İş, Beden Eğitimi derslerine paralel birinci müzik dersinde “Daha dün annemizin kollarında yaşarken, şimdi okullu olduk..” gibi söz dizesini içeren şarkı. Büyük sınıflar ile sıra olunan dizilişte “Ant” okuma, “İstiklâl Marşı’na” eşlik etme. Bayrak tutma onuru….

EĞİTİM, öğrenime başlama. Öğretmenin el işaretine göre; işaret parmağı ile havada çizilen doğru, eğik, daire eksersizleri. Sonra bunu tek çizgili defter üzerine yazma. Kalem ile birlikte silgi kullanma alışkanlığı kazanma. Hatta silgi kaybolmasın diye boynumuza bir iple geçirme. Sınıfın demirbaş yönlerini içeren  “Masa, Pencere, Kapı, Tahta, Sıra… “ gibi tek kelimelik öğrenime yazı dili ile başlama. Fiş denilen ince ve kalın kağıt üzerinde yazılı cümleler ile karşılaşma. “Ali okula koş. Ayşe ip atla. Ahmet sıra ol...” ve benzeri kelime sayısı artan kalıp ifadeler.

DEFTER dışında “fasulye” taneleri ile sıra üzerine fişe bakmadan yazım. Rakamları tanıma. Değerini somut olarak öğrenme. Çubuklar ile 10’a kadar sayma. “Deste” ifadesini tanımlama. Çubuklara eklenen +2 ile çubuk sayısının 12’ye çıkması. “Düzine” terimini öğrenme… Kibrit çöpleri ile 5 çöpün üzerine 3 çöp ekleyerek “toplama” kavramı elde etme. Yine 10 çöpten, 5 çöp alarak “çıkarma” terimini öğrenme…

ÖĞRETMENİN eşliğinde büyük sınıfları ziyaret. Tuvalet ve kantin bölgesini tanıma. Su musluklarını  “açık” bırakmama. El çanı ile çalınan zil sesiyle sınıflara giriş.. Ne güzel günlerdi o günler. Sınıf  büyüdükçe  değişen ve sayısı artan “Tarih, Coğrafya, Yurttaşlık Bilgisi, Tabiat Bilgisi hatta Aile Bilgisi…” gibi derslerin ilâvesi. Matematik dersinin bir parçası “şekil bilimini” öğreten Geometri….  Kare. Dikdörtgen. Üçgen. Küp. Daire. Prizma. Pramit.. şekillerini tanıma. Değişmeyen 3.14 pi sayısını kavrama. Müzik notalarını öğrenme. Solfej yapma. Bilgilenme. Atlas üzerinde dağ, şehir, ova, nehir, göl, deniz taraması ile öne çıkar bilgi alış verişi!..

SINIF seviyesi 4. veya 5. Sınıf olduğunda, okul bahçesine hakim olan talebeler kimliği ve değişik oyunlar. Bunlar ne kadar geride kalsa da her insanın belleğinde “İlkokul Günleri” özeldir. Özlemi albümde yer alan ilkokul fotoğraflarına bakma. Hatırladıkça, işte “Ahmet, Kadir, Mustafa, İbrahim, Tahir…” veya kızlardan “Elif, Fatma, Gülizar, Ayşe, Emine” diye tekrarlar. Unutulmaz Öğretmenimiz. Mevsim veya tarih şeride. Kara tahtanın üzerinde fotoğrafı yer alan Başöğretmen “Mustafa Kemal Atatürk” ……