Geçim insan hayatının en önemli hayati meselesidir.

Geçim insan hayatının en önemli hayati meselesidir.

Geçim demek, yaşam için var olan ihtiyaç kaynaklarıdır.

Geçimini temin etmek isteyen insanlar, bedenen ve ilmen çalışmak zorundadır.

Peki geçimini insanlar hangi kanaldan temin edecekler.

İşte bunun için çevresel şartlar çok önemli.

Bir çevrenin iş sahası ile iş arayanların potansiyeli ters orantılı ise, o çevrede yaşam standardı çok zikzaklar çizecektir.

Şanlıurfa nüfusunun

18,6'sını genç nüfus oluşturuyor.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2022 yılı sonu Türkiye'nin toplam nüfusu 85 milyon 279 bin 553 kişi iken 15-24 yaş grubundaki genç nüfus 12 milyon 949 bin 817 kişi oldu. Genç nüfus, toplam nüfusun yüzde 15,2'sini oluşturken, bu oran Şanlıurfa'da %40 lara dahi varmakta ve bunun da %40 civarı işsizlikle boğuşmaktadır.

Yüksek işsizlik oranına sahip bir ekonomi, sahip olduğu işgücünün, önemli bir kısmını kullanamamakta ve genç nesil işsiz dolaşmaktadır. İşsizliğin yükselmesi toplumda bencillik ve yabancı düşmanlığına da yol açabilir.

Şu anda Şanlıurfa'da yaşanan bunun en bariz örneğidir.

Az miktarda olan iş imkânını diğer ülkelerden gelen yabancılara kaptırmak istememe düşüncesi, yabancı düşmanlığına neden olabilir.

Ayrıca toplumda bireyler mevcut işi kapabilmek için kişilerin sağlığını olumsuz etkileyebilecek düzeye ulaşan bir yarışmaya da dönüşebilir.

Yüksek işsizlik oranı işçiyi patronun karşısında güçsüz bir duruma düşürebilir. İşveren, işçiyi onun yerine başkalarını alabileceği telkin ve tehdidine bulunarak işçinin üzerine baskı uygulayabilir.

Şanlıurfa'da gençler, iş hayatına, ne olursa olsun iş olsun mantığıyla bakmaktadır.

Bunu tek nedeni iş sahasının yeterli düzeyde olmamasıdır.

Şanlıurfa'da iş bulan gençler de, iş güvenliğine, sağlık ve sigorta güvenliğine dahi dikkat etmeden işe dört elle sarılıyorlar.

Genç nüfusumuz maalesef heder oluyor ve sosyal güvencesi olmadan hayatına devam ediyor.

Asgari ücretin çok altında çalışan insanlar biliyoruz.

Bu konuya yöneticilerimiz neden el atmıyor.

Çalışma bakanlığı yerel temsilcileri neden bu konuyu denetime tabi tutmuyor.

Bizim için ekmek mutlaka elzem bir ihtiyaç fakat genç neslin de tükenmesi asla ve asla kabulleneceğimiz bir husus değil.

Bu konuya herkesin dikkatini çekmek istiyorum,

İş yöneticileri, işveren yöneticileri ellerini vicdanına koyarak, yanlarında çalışan personeli evlatları gibi düşünerek, onların gerçek hakkını verdiklerinde, nimeti zorla değil gönülden verdiklerinde, toplum daha çok mutlu olacaktır.

Kazanmak herkesin dileğidir.

Refah düzeyi yüksek bir toplum, barış içinde yaşayan insanlar topluluğudur.

Bu düşüncelerle, toplumumuzun da mutlu ve müreffeh yaşamasını istiyorsak, hep birlikte gençlerimizi mutlu edelim ve onları iş sahasında koordine edelim.

Saygılarımla