Memur-Sen İl Başkanı İbrahim Coşkun, M. Akif İnan'ın eğitim camiasında ve sendikal hareketindeki önemli rolüne dikkat çekti. Coşkun, İnan'ın eğitim çalışanlarının sorunlarını dile getirmek ve haklarını savunmak için büyük bir özveriyle çalıştığına vurgu yaptı. Coşkun, İnan'ın aynı zamanda, sendikacılık alanında da önemli başarılar elde edildiğini ifade etti.
Anma programı konuşma ve duaların ardından sona erdi.
Kurucu genel başkanımız Mehmet Akif İnan’ı rahmetle anıyoruz
Fikir ve sanat hayatımızın yerli ve millî, sendikacılık özelinde sivil toplum hareketlerinin yeni ve özgün sesi; ahlakı, medeniyeti ve insaniliği merkeze alan, fikir, söylem ve eylemleriyle Batı uygarlığına karşı tavır ve duruş sergileyen şair, yazar, öğretmen, sendikacı, mütefekkir, münevver , kurucu genel başkanımız Mehmet Akif İnan’ı vefatının 24. seneidevriyesinde rahmet ve minnetle anıyoruz.
Mehmet Akif İnan, İslam’a tüm benliği ile inanmış, bütün hayatını millî ve manevi değerlere adamış, sanata, estetiğe, şiire sevdalı, ‘Yedi Güzel Adam’dan biri, beyefendi, kibar kişiliğiyle yaşadığı dönemde çevresindeki insanların dostu, arkadaşı, ağabeyi veya hocası, asla vazgeçmeyerek bir ömür mücadelesini verdiği idealleri, heyecanı, öfkesi, örgütçülüğü, eylemciliği ile tam bir dava adamı, bütün bu özelliklerini kattığı sendikacılığa yeni üslup ve soluk kazandıran bir fikir ve mücadele adamıydı.
O, Türkiye’nin yeni bilincini eksilmeyen bir heyecan ve kararlılıkla, yılmadan, yorulmadan, sabırla, özenle, ilmek ilmek, nakış nakış dokuyan ender öncülerden biridir. Daha lisede iken başlayan yazı ve düşünce faaliyetleriyle birlikte, bugün Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü ve sendikası olan Eğitim-Bir-Sen’i kurmuş, son nefesine kadar çok verimli, bereketli bir ömür yaşamıştır.
Yalnızca kalemiyle değil, bütün gücü ve enerjisiyle bir ‘sürekli hareketlilik ruhu’ içinde yaşamıştır. Bu ruhla yaşayan Akif İnan, sindirilmiş ve hak arama fikrinden uzaklaştırılmış tepkisiz bir toplumdan, ‘ben varım, hakkımı çiğnetmem’ diyebilen bir topluma geçiş için öncelikle sendikal örgütlenmenin gerekliliğine vurgu yapmıştır. Aynı zamanda iyi bir hatip olan İnan, kişiliğinin bu zengin cephesinden hız alarak, kamu görevlileri arasında toplumsal hak arama mücadelesini başlatmıştır.
Çocukluğundan başlayarak vefatına kadar süren bilgi, bilinç, ideal ve mücadele dolu hayatı, her kademesi ve aşamasıyla büyük bir amaca yönelmiştir. O, İslam âleminin dertleriyle dertlenmiş, ‘Mescid-i Aksa’nın özgürleşmesi hassasiyetiyle yazmış, yaşamış, ‘Kudüs Şairi’ olarak ünlenmiştir.
Akif İnan, sendikal mücadeleyi kuru bir dava ve boş kavgaların zemini olarak değil, toplumun dirilişine, milletin ve insanlığın yeniden uyanışına, kurtuluşuna araç olarak seçmiş, bu amaçla hak aramanın merkezi, özgürlük mücadelesinin adresi olan Eğitim-Bir-Sen’i kurmuştur. Biz, Akif İnan’ın bu sendikal anlayışını hizmet sendikacılığı, akademik sendikacılık, kültür sendikacılığı ve medeniyet sendikacılığı olarak tanımlıyor ve yaşatıyoruz. Etkisini ve alanını sürekli genişlettiğimiz bu mirasın varisleri olmaktan da onur duyuyoruz.
“Susma vakti geldi ey çileli yolun yolcusu…” diyen, bir Ramazan gecesi, 6 Ocak 2000 tarihinde Hakk’ın rahmetine kavuşan Mehmet Akif İnan’ı bir kez daha rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.