Korona virüs (Covid-19) ismi ile ürkütücü olduğu kadar etkisiyle de dünyayı sarsan illet, 13 Ocak 2020 tarihinde hayatımızın bir parçası oldu.

Korona virüs (Covid-19) ismi ile ürkütücü olduğu kadar etkisiyle de dünyayı sarsan illet, 13 Ocak 2020 tarihinde hayatımızın bir parçası oldu. Maalesef çok can kaybettik ve kaybetmeye de devam ediyoruz. Öyle ki en çokta bu hastalık canımızdan çok değer verdiklerimizi bizden alıyor. Üzülüyoruz ama elimizden bir şey gelmiyor diye kendimizi avutuyoruz. Tek yapabildiğimiz ama yapmadığımız önlemler var; Temizlik, Maske, Mesafe (TMM) bir türlü beceremediğimiz bu üçlü yüzünden maalesef sevdiklerimizi kaybetmeye devam ediyoruz.

“Başa gelmedikçe halden anlamaz”

Korona can almaya devam ediyor ve burada şu söz, çok anlam yüklüyor insana “Başa gelmedikçe halden anlamaz” sözü ne kadar da etkili oluyor. İnsanın bir sevdiğini kaybetmesi sonrası yaşadığı acı ve hüsran. Bir bir aklına geliyor. Önlemsizlik! Ne kadar da üzülüyor insanoğlu fakat artık yapabileceği pek bir şey de kalmamıştır. Takmadığı maske yerine gözyaşlarına boğuluyor ve toprağı öpüyor. En sevdiğinin toprağını, maalesef.

Değişen ve gelişen teknoloji

Bir diğer önemli fakat bazı kimseler tarafından fark edilmeyen büyük tehlike dünyayı tehdit ediyor. Yetişen yeni nesil maalesef teknolojinin kurbanı oluyor. Kesinlikle bir adım yol gelişemeyen yeni nesil, kitap okumaktan uzak günün 24 saatinin 12 saatini uyuyarak, kalan saatleri ise yemek yiyerek ve oyun oynayarak geçiriyor. Peki çözüm olarak ne yapılabilir. Öğrenciler, gençler teknolojinin kurbanı değil de teknolojinin sadece bilgi birikimden nasıl faydalanabilir. Değişen ve her geçen gün gelişen teknoloji, gençleri korona öncesi kendine zaten istemezsek de bir şekilde bağlı ve bağımlı etmeyi başarabilmişti. Şimdi ise koronadan dolayı gençler gittikçe teknolojinin bağımlısı haline geldi. Evet insanoğlunun başaramayacağı hiç bir şey yoktur. Zehir panzehire dönüşür mü? Neden dönüştürülmesin. Mesele ilgi ve alaka değil mi? “Baktığımızda bağ bakmadığımızda ise dağ” sözünü neden kullandık o zaman. Neden “Ağaç neden yaşken eğilir” diyoruz. Bir aile içerisinde anne ve babaya ne görevler düşüyor. Çocukları ile ne kadar ilgilenebiliyor. Basit gibi görünen fakat çok önemli bu konular ne kadar önemseniyor. Aileler çocuklarının isteklerine ve onların hedeflerine ne kadar cevap verebiliyor. Ekonomik sorunlar ile uğraşan bir anne ile baba, çocuğunun gelişimine ne kadar katkıda bulunabiliyor. Tüm bu sorunların arasında aslında korona tam da bize ailemiz ile geçirebildiğimiz vaktin ne kadar önemli olduğunu sunuyor ve bize gösteriyor. Tek cevap ilgi.
Evet! Zaman geç değil, ailelere buradan bir sesleniş bir serzenişte bulunmak istiyoruz. Özelikle de bu korona sonrası kaybolan değerlerimiz ve yok olan gençlere, çocuklarınıza kendiniz için, onların geleceği için sahip çıkın diyoruz. Kendisini tanımayan, ailesini yok sayan, en iyi arkadaşının teknolojik araçlar olduğunu söyleyen gençler, çocuklar yetişiyor. Anne ve babalar çocuklarınız sizden çok ünlüleri tanıyor. Sosyal medya canavarı gençler yetişiyor. Şu Tiktok’tan çocuklarınızı koruyun. Çocuklarınıza sahip çıkın diyoruz. Çok geç olmadan çok şey yapabilirsiniz. Vesselam.

Okuduğunuz bu yazıyı paylaşarak ailelerin bir nebze de olsa çocuklarının üzerine düşmesine fayda sağlayabilirsiniz. İyi günler…