Boşanma davalarında sıklıkla tartışma nedeni olan nafaka sistemi suistimal mi ediliyor? Avukat Selim Hartavi nafaka konusunda merak edilenleri Urfanatik mikrofonlarına açıkladı.
Urfanatik- Evliliklerde anlaşamayan çiftlerin boşanma aşamasında yaşadığı en büyük tartışma nedeni olan nafaka son dönemin gündem konusu olmaya devam ediyor.
Evlendikten sonra kısa bir süre içerisinde anlaşamayıp ayrılan çiftlerin resmi süreç tamamlanmadığı sürece resmi olarak evli kalmaya devam ettiği bilinmekte. Ancak bu zaman da herhangi iletişim kurmayan çiftin boşanma davasında nafaka talep etmesine tepki gelmeye başladı.
Bir gün dahi evli kalmadığı halde uzunca bir süre nafaka ödemek zorunda kalan müvekkilinin mağdur olduğunu aktaran bir avukatın sosyal medyada yaptığı paylaşımda kullandığı “bir gün evli kaldı ama bir ömür nafaka ödemek zorunda” ifadeleri oldukça gündem oldu. Bu paylaşıma gelen yorumların çoğunluğunda Nafakaya yeni bir düzenlemenin gelmesi gerektiği belirtildi.
Nafakanın suistimal edildiğini ve mağdur edildiklerini aktaran bazı kişiler yeni düzenleme talep etti. Konuyla ilgili konuşan Avukat Selim Hartavi yurtdışında nafaka sisteminde uygulanan bazı kurallara değinerek değişimin şart olduğunu belirtti.
Urfanatik mikrofonlarına nafaka sistemi ile ilgili konuşan Avukat Selim Hartavi bu sistemin sosyal, laik ve hukuk devleti olma anlayışına aykırı düştüğünü vurguladı.
“NAFAKA MAĞDURLARI”
Mağduriyetlerden bahseden Avukat Selim Hartavi; “Bilindiği üzere son dönemlerde özellikle kısa süren evliliklerde yaşanan nafaka ile ilgili bir mevzu hakkında kamuoyunda sıkça bir tartışma yaşanmakta. Öncelikle bu konunun hukuki boyutu hakkında bazı nafaka konusunu açıklamakta yarar görüyoruz. Nafaka Türk Medeni Kanunu'nda talep edebilmenin şartları açıkça yasal olarak düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu da boşanma ile yoksulluğa düşecek olan kişi ancak nafaka talep edebilmektedir. Yine nafaka konusundaki bir diğer şartla nafaka talep eden eşin boşanma halinde diğer eşe göre kusursuz ya da daha az kusurlu olması gerekiyor. Erkeğin ya da kadının eşit kusurlu olması halinde dahi şartlar oluşmuşsa nafaka talep edilebilir. Sadece nafaka ağır kusurlu hallerde nafakanın talep edilmesinde yasal olarak bir engel bulmakta. Nafakanın talep edilmesinde özellikle evliliğin kısa süreli olması ya da uzun süreli olması konusunda yasada herhangi bir düzenleme ya da herhangi bir süre kısıtlaması bulunmamaktadır. Bu konuda son dönemler parlamento tarafından her ne kadar yasal çerçeve oluşturulmaya çalışılmış ise de bugüne kadar henüz yürürlüğe giren bir yasa bulunmamaktadır” ifadelerinde bulundu.
“AİLE HUKUKUNUN TEMELİNE BİR DİNAMİT”
Aile yapısına zarar verdiğini aktaran Avukat Hartavi konuşmasında; “Ülkemizde pek çok insan işte kısa süreli evliliklerden dolayı büyük mağduriyetler yaşadığı hatta nafaka mevzunun aile hukukunun temeline bir dinamit yerleştirdiği şeklinde bazı söylemler pek çok kişinin kulağına gelmiştir. Avrupa ülkelerinde örneğin nafaka konusunda yani süresiz nafakaya ilişkin bazı ülkelerde bu konuda açıkça yasada düzenlemeler yapılmıştır. Örneğin Hollanda'da yıldan kısa süreli evliliklerde nafaka sadece evlilik süresi ile sınırlandırılmıştır. Keza İngiltere’de nafaka olayı hâkimin takdirine bırakılmıştır. Hâkim tamamen olayın taraflarına göre kişinin ekonomik durumuna göre ve çocuklar varsa çocukların durumuna göre nafakayı ve nafakanın suresini belirleme tam olarak yetkili kılınmıştır. Yine Fransa aile hukukunda da süresiz nafaka olayı söz konusu değildir. Fransa'da toplu olarak yani bir defaya mahsus olarak defaten ödenen bir nafaka durumu söz konusudur. Bu ancak tarafların mali durumuna göre bu 8 yıla kadar ödeme planına bağlanabilmektedir. Avrupa ülkelerinde öldüğü üzere Avrupa'nın pek çok ülkesinde bu konuda tamamen süresiz ve denetimsiz bir nafaka sistemi bulunmamaktadır. Bu konuda mahkemeye takdir bırakılmış veya işte hani yasal bir zemin oluşturulmuştur” ifadelerine yer verdi.
“LAİK DEVLET YAPISINA AYKIRI DÜŞMEKTEDİR”
Son olarak, Avukat Selim Hartavi;
“Maalesef ülkemizde bugüne kadar böyle bir düzenleme özellikle nafaka süresi konusunda bir düzenleme bulunmadığından dolayı durum pek çok kişiyi mağdur etmektedir. Durum aslında sosyal, laik, hukuk devleti olan devlet yapısına da aykırı düşmektedir. Sosyal devletin hedefi insanları yardıma muhtaç hale getirmek değil, yardıma muhtaçlıktan kurtarmak olmalıdır. Anayasanın 41. maddesinde de özellikle, devlet ailenin huzur ve refahıyla özellikle alanın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimiyle uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır. Teşkilatı kurmakla yükümlü tutulmuştur. Son olarak aile hukukunu ilgilendirmesi nedeniyle süresiz nafaka olayına ilişkin mağduriyetten önlenmesi bakımından çok ivedi olarak yasal bir düzenlemenin yapılması toplumda zorlu bir ihtiyaç haline gelmiştir” dedi.