Hayat öyle çekilmez bir hal aldı ki ne elde ne de avuçta bir şey kalmadı dersek yeridir. Geçmişe özlem duyuşumuzda bu nedenledir. Hiç bir şey eskisi gibi değil artık. Öyle ki yaşadığımız hayatta bakarsak geçmişimizden elimizde ne kaldı bir düşünelim.
Hayat öyle çekilmez bir hal aldı ki ne elde ne de avuçta bir şey kalmadı dersek yeridir. Geçmişe özlem duyuşumuzda bu nedenledir. Hiç bir şey eskisi gibi değil artık. Öyle ki yaşadığımız hayatta bakarsak geçmişimizden elimizde ne kaldı bir düşünelim.
Kocaman bir hiç.
Düşünün;
Sağlıklı insanlar hastalıklarla boğuşuyor.
Maddi, manevî huzur diye bir şey kalmadı.
Vicdan merhamet yok oldu gitti. Cinayetler çoğaldı, dolandırıcılar, çıkarcılar etrafımız dolanıp duruyorlar
Sevgi, saygı sahte oldu.
Yuvalar dağılıyor. Ailede boşanmalar o kadar çok ki kim haklı kim haksız bilinmiyor.
Anneye, babaya sahip çıkılmıyor. Kaç evlat büyüttü. Yuva sahibi yaptı. Hiç önemli değil.
Komşuluk bitti. Kimse kimseyi tanımıyor. En ufak bir tartışmada gürültü ses geliyor veya çocuklar tartıştı diye bıçaklar, silah konuşur oldu. Hani komşu komşunun külüne muhtaçtı.
Büyüğe saygı, küçüğe sevgi bitti. Kısacası nerden tutsak elimizde kalıyor. İnsanlar yalnız ve tek başına. Üstelik aynı hanenin içinde. Kimse kimseyi düşünemez oldu. Gemisini kurtaran kaptandır misali.
Oya biz böyle miydik. Öz değerleri olan ve bu öz değerler sayesinde yüzyıllar boyu ayakta kalan bir toplumduk. Ama o toplumdan şimdi eser yok. Oysa toplumsal yaşamanın gereği paylaşımdı, yardımlaşmaydı ve bir birinin hak ve hukukuna riayet etmekti. Ama bun yerinde yeller esiyor. Şimdi moda güçlü olan haklı mantığında. Çocuk ve kadına bütün mahalle ve köy göz kulak olurdu. Şimdi komşusuna bile güvenemez oldu insan.
Aslında bu yazıyı en iyi örnekleyecek cümle şudur.
SAHİ NE OLDU BİZE?
Sonuç olarak tekrar öz değerlerimize dönüş yaptığımız o güzelim toplum ahlakına dönmek dileğiyle sağlıklı günler diliyor. Saygılar sunuyorum.