Yaşam

Şanlıurfalı Emekli Öğretmenin Ağzından Eski Ramazanlar

Ramazan ayı yaklaştıkça eski günlere olan özlem bir kez daha arttı. Şanlıurfa emekli öğretmen Tahir Karahan özlenen eski ramazanlara ilişkin anılarını Urfanatik Mikrofonlarına anlattı. Karahan, geçmiş dönemlerde komşuluk bağlarının güçlü olduğuna değindi

Abone Ol

Eski zamanlarda Şanlıurfa’da Ramazan ayı sadece oruç ve ibadet yapmakla kalmayıp aynı zamanda insanların bir araya geldiği dayanışma ve paylaşımın en yoğun yaşandığı bir dönemdi. Günümüzde akraba ve dostluk ilişkileri giderek azalmasından dolayı bu gelenekte unutulmaya yüz tutuyor.

Ramazan ayında komşular ve akrabalar sahur öncesinde bir araya gelip koyu çay eşliğinde sohbetler ederlerdi. Her gün iftardan öncede sokaklarda dolaşan çocuklar da Ramazan ayında farklı bir atmosfer yaratırdı.

Her Ramazan ayı yaklaştığında nerede o eski ramazanlar diye yakınırken, aslında geçmişte yapılan geleneklerin günümüzde unutulmasından sebebiyet veriyor. Ramazan ayı dini bir gelenek ve ibadet olsa da bulunduğu döneme göre veya toplumdan topluma değişiklik de gösterebiliyor.

Urfanatik.com olarak 77 yaşındaki Şanlıurfalı Emekli Öğretmen Tahir Karahan’a eski Ramazanlar ile günümüz Ramazanları arasındaki fark nedir?  diye sorduk.

Urfanatik Mikrofonuna konuşan Tahir Karahan, eskiden Ramazan ayında komşuluk ilişkilerinin kuvvetli olduğunu günümüzde ne yazık ki bu geleneğin giderek yok olduğunu söyledi.

Ayrıca Tahir Karahan, eskiden Ramazan ayında çiğköfte, ağzı açık, ağzı yumuk, semsek, kebaplar, çömlek, sarma, dolma, lahmacun, borani ve Lıklıkı Küfte’nin sıklıkla yapıldığını ifade etti.

 

“RAMAZAN AYINDA VAZGEÇİLMEZ LEZZETLERİMİZDEN BİRİDE ÇİĞKÖFTEDİR”

Şanlıurfa’da Ramazan aylarının mevsime göre değişiklik gösterdiğini söyleyen Emekli Öğretmen Tahir Karahan, “ Ramazan ayında vazgeçilmez lezzetlerimizden biride çiğköftedir. Geçmiş dönemlerde aileler kalabalık olduğu için her akşam Ramazan ayında akşam çiğköfte yemekleri yapılırdı. Çiğköftenin yanında değişik yemek de yapılır. Örneğin ağzı açık, ağzı yumuk, semsek, kebaplar, çömlek, sarma, dolma, lahmacun, borani gibi bu tarz yemekler yapılırdı. Tatlı olarak da şıllık, baklava, kadayıf gibi tatlılarda da yapılırdı” diye konuştu.

ESKİDEN RAMAZAN AYINDA KOMŞULUK İLİŞKİLERİ DAHA SAĞLAMDI

Emekli Öğretmen Tahir Karahan konuşmasının devamında ise şu ifadelere vererek, “Şanlıurfa’nın geçmiş döneminden vazgeçilmezi Lıklıkı Küfte yapılırdı, Lıklıkı Küfte içli küfte gibidir, İçi boştur, içine yağ koyulur. Piştiği zaman sıcak yenilir soğuduğu zaman yenmez. Lıklıkı Küfte ismi de içinde de kullanılan yağ sallandığı zaman ses çıkarır ismi buradan gelir. Şimdi Ramazanlarda, eski Ramazanlarda komşuluk ilişkileri çok sağlamdı. Bir komşuya misafir geldiği zaman diğer komşular gelir yardım eder, yemek yaparlardı. Ama şimdi apartmanda oturan bir kişi diğer komşuları tanımıyor, ilişkisi samimiyet,  sevgi yok günübirlik yaşantı devam ediyor. Ramazan'da en çok insanların uğradığı taraf olduğu şey ciğer kebabıdır. Ramazan'da teravih namazından sonra insanlar ciğer yemeğe giderler, kadınlar da kendi aralarında toplanıp sohbet ederler” dedi.