Biz nasıl bir devirde yaşıyoruz. Kimin ne yaptığı belli değil. Günümüzde insanlar adeta canavar olmuş, bu zülüm ne diye. Fakiri ekmek bulmak için sabahın erken saatlerinde işe koyulurken, zengin ise günü nerede geçireyim. O bar senin bu...

Biz nasıl bir devirde yaşıyoruz. Kimin ne yaptığı belli değil. Günümüzde insanlar adeta canavar olmuş, bu zülüm ne diye. Fakiri ekmek bulmak için sabahın erken saatlerinde işe koyulurken, zengin ise günü nerede geçireyim. O bar senin bu bar benim. Bu neye benziyor biliyor musunuz, devir zenginin devri, devir ağaların devri olmuş. Unutmayın ki ölümde var.

Sevgili okuyucularım sizlere bugün Ağa ile Marabanın hikayesini paylaşmak istedim…

Ağayla marabası, ağanın en güzel atının koşulduğu en süslü arabayla kasabaya inmektedirler. Ağa arabadadır, maraba ise arabanın yanında yürümektedir. Yerde taze bir tezek kümesi görürler, üzerinde sineklerle etrafa koku salmaktadır. Ağa, marabasıyla alay etmek ister.

‘‘maraba’’ der, ‘‘şu tezeği ye, atla araba senin olsun. Sen bineceksin, ben yürüyeceğim. ’’der

Maraba ata bakar, arabaya bakar, ağaya da zaten gıcıktır. Oturur, midesi bulana bulana tezeği yer. Ağa buna inanamaz marabanın yiyeceğini sanmamıştır. Mecburen çaresiz iner arabadan maraba arabaya biner. Ağa çok bozulmuştur. Durduk yerde en güzel atını, en güzel arabasını marabaya kaptırmıştır. Hem köylüler onu bu halde görürse ne olur.

Neyse kasabaya giderler alışveriş yaptıktan sonra köye dönüş için yola koyulurlar. Tabi ağa yürüyor maraba arabada kurulmuş keyif çatıyor. Ancak ikisi de rahat değil, ağa "şimdi köye böyle dönersem köylü beni böyle görürse itibarım falan kalmaz sıfır olur "diye kara kara düşünürken, marabanın da kafası karışıktır. "Şimdi köye varınca,o gene ağa, ben gene maraba olacağım, bu adam bana dünyayı zindan eder" diye düşünmektedir. Derken yolda yine ağanın kendisine yedirdiği tezeğin aynısından görürler.(Her ikisinin de beklediği andır aslında bu)

Maraba, ‘‘ağa, ağa’’ der, ‘‘sen de şu tezeği ye, at ve arabayı geri al’’ der

Ağanın beklediği de böyle bir fırsattır. İkilemeden o da oturur tezeği yer ve tekrar arabaya kurulur, maraba da arabadan inip yaya yürür.

Köye girerlerken maraba, ağaya seslenir, ‘‘Ağam, köyden çıkarken araba at senindi sen ağaydın ben marabaydım. Aha şimdi köye döndük at ve araba gene senin ve sen gene ağa ben gene marabayım. Ağam peki biz bu b.ku niye yedik?’’