(1) yaşındayken sizi şefkatle kucaklayıp, elleriyle doyurdu.
(1) yaşındayken sizi şefkatle kucaklayıp, elleriyle doyurdu.
Bütün gece ağlayıp, onu uyutmayarak teşekkür ettiniz. ((*))
(2) yaşındayken elinizden tuttu, size yürümeyi öğretti size seslendiğinde odadan kaçarak teşekkür ettiniz.
(3) yaşındayken size özenle yemekler hazırladı tabağınızda ne var ne yok masanın üstüne boca ederek teşekkür ettiniz.
(4) yaşındayken elinize rengarenk kalemler tutuşturdu evin bütün duvarlarına resimler yaparak teşekkür ettiniz.
(5) yaşındayken sizi en güzel kıyafetlerle giydirdi. Gördüğünüz ilk çamur birikintisine atlayarak teşekkür ettiniz.
(6) yaşındayken okuldan o kadar korkuyordunuz ki, ilk gün sizi o götürdü sokaklarda "gitmiyceeeeeeem" diye ağlayarak teşekkür ettiniz.
(7) yaşındayken size bir top hediye etti komşunun camını aşağı indirerek teşekkür ettiniz.
(10) yaşındayken arkadaşlarınızın doğum günülerinden okulunuza kadar sizi her yere o götürdü elinden fırlayıp giderken arkanıza bile bakmayarak teşekkür ettiniz.
(11) yaşındayken sizi arkadaşlarınızla sinemaya götürdü "sen bizimle oturma" diyerek teşekkür ettiniz. ((*))
(15) yaşındayken sizi şehir dışına yaz kampına gönderdi bir kerecik bile aramayarak teşekkür ettiniz
(17) yaşındayken arkadaşlarınızla yemeğe gitmenize izin verdi bir telefon bile etmeden gece yarısı eve dönerek teşekkür ettiniz.
(19) yaşındayken üniversiteyi kazandınız; okul masraflarınızı karşıladı, sizi arabayla kalacağınız yere kadar götürdü. Sonra da özenle hazırladığı eşyalarınızı taşıdı arkadaşlarınız alay etmesin diye kapıda vedalaşıp göndererek teşekkür ettiniz.
(21) yaşındayken hiç yanlış yapmayasınız diye size hayatla ilgili fikir vermek istedi "merak etme ben senin gibi olmiycam" diyerek teşekkür ettiniz.
(22) yaşındaydınız; mezuniyet töreninizde ışıl ışıl gözleriyle sizin yanınızda oldu siz, sizi siz yapan o elleri öpmeden arkadaşlarınızla eğlenmeye giderek teşekkür ettiniz.
(24) yaşınızdayken evlenmeyi düşündüğünüz insanla tanışmak istedi "zamanını ben bilirim" diye tersleyerek teşekkür ettiniz.
(25) yaşınızdaydınız evlendiğinizde. Sizi kaybetmenin hüznü bir yana düğününüz için gecesini gündüzüne kattı. Siz dünyanın bir ucuna taşınarak teşekkür ettiniz.
(30) yaşınızdayken bir bebeğiniz oldu. Bebek bakimi hakkında size akil vermek istedi "artık bu ilkel yöntemleri bırak" diyerek teşekkür ettiniz.
(40) yaşınızdayken sizi arayıp kardeşinizin doğum gününü hatırlattı "anne işim başımdan aşkın" diyerek teşekkür ettiniz.
(50) yaşınızdayken o çok hastalandı, bir hafta sonu görmeye gittiniz; çocuklar gibi sevindi. Ona yaşlıların çocuk gibi nazlı olduğunu söyleyerek teşekkür ettiniz.
Derken bir gün; ki yaşınızın aklınızdan silindiği bir gündü....
"" O ÖLDÜ! ""
O güne kadar söylemediğiniz ne varsa gelip boğazınıza düğümlendi o an.
Onun için yapmadığınız herşey kalbinize yıldırım gibi düştü.
İlk adımınızdan tutun da kaşığı ilk elinize alışınıza, kalemi ilk tutuşunuza kadar her anınızı düşündünüz.
Her anınız yaş oldu süzüldü gözlerinizde