Ülkemizde pandeminin özel sektör üzerindeki etkilerini azaltmak için çeşitli ekonomik paketler açıklandı ve özel sektörün istifadesine sunuldu.
Ülkemizde pandeminin özel sektör üzerindeki etkilerini azaltmak için çeşitli ekonomik paketler açıklandı ve özel sektörün istifadesine sunuldu. Düşük faizli krediler bu paketlerdeki başlıklardan bir tanesiydi. Altı ay ödemesiz, bir yıl ödemesiz hatta iki yıl ödemesiz seçeneklerle bu krediler kullandırıldı. Özellikle düşük faiz oranı şirketler tarafından sanki bu krediler hiç geri ödenmeyecek veya geri ödemek çok kolaymış gibi algılandı. Nitekim zaman su gibi akıp gitti ve kredilerin geri ödeme zamanı kimi şirketler için geldi kimileri de arifesinde.
Kullandıkları krediyi doğru bir şekilde kullanıp yatırım yapanlar şüphesiz geri ödeme noktasında zorluk çekmeyecekler. Bir de kullandıkları krediyi zimmetine geçiren sermayesi zayıf şirketler var. Şu anda kara kara düşünüyorlar. Anapara, faiz, yaptırımlar, çeklerin yazılması, ticari itibarın yerle yeksan olması… Genelde şirketler kendi mal varlıklarını teminat ve kefil gösterdi. Bu durum pirince giderken evdeki bulgurdan da olmaya çıkıyor.
Bir başka husus ise kendilerini banka kredileriyle finanse eden şirketler adeta bankaların birer şirketi olmuş durumda. Ekonomide şöyle bir kavram var, bir şirketin hisse senetlerine %10-%50 arasında sahipseniz bu şirket sizin iştirakiniz sayılıyor. Teminat karşılığında kredi vermek hisse senedi satın almaktan daha avantajlı ve geri dönüşünün garantisi eldedir zaten. Ülkemizde özel sektörün yurtiçindeki bankalara olan kredi borcu ve bu borç oranının sermayeleriyle oranına yaptığım araştırmalarda ulaşamadım. Özel sektörün yurt dışı borcuna dahi veriler var, genel olarak günümüz itibariyle uzun vadeli borcun önceki döneme göre az miktarda azaldığı paylaşılmış. Buna rağmen özel sektörün yurt dışı borcu 170,2 milyar dolar, bu oran ülkemizin bir yıllık GSYH’ sının dörtte biri kadar.
Şirketlerin, bankaların birer şirketi haline gelmeleri nedeniyle özel bankaların 2021 ilk çeyreğindeki toplam kar oranı 4 milyar 325 milyon TL. Aynı dönemde kamu bankaları 432 milyon TL net zarar etti. Kamu bankalarının zarar etmesinde maliye politikalarının etkisinin olduğu göz ardı edilemez.