Şanlıurfa’nın kalbinde yükselen Urfa Kalesi, tarih boyunca pek çok medeniyetin izlerini taşırken, efsaneleri ve gizemiyle de dikkat çekiyor.
Kalenin zirvesinde yer alan iki dev sütun, bölgeye hâkim manzarasıyla görenleri büyülüyor. Ancak bu sütunlar sadece bir manzara noktası değil; binlerce yıllık bir efsanenin de merkezinde yer alıyor.
EFSANEYE GÖRE HZ. İBRAHİM BURADAN ATEŞE ATILDI
İslam inancına göre, dönemin zalim hükümdarı Nemrut, tek Tanrı’ya inandığı için Hz. İbrahim’i cezalandırmak istedi. Bunun için devasa bir ateş yaktırdı ve Hz. İbrahim’i Urfa Kalesi’nin zirvesinde bulunan sütunlara bağladı.
Daha sonra mancınıkla ateşe fırlattı. Ancak mucizevi bir şekilde ateş suya, odunlar ise balığa dönüştü ve Hz. İbrahim Balıklıgöl’e düştü. Bugün bile Balıklıgöl’deki sazan balıklarının kutsal kabul edilmesi, bu efsaneye dayanıyor.
URFA KALESİ’NİN GERÇEK TARİHİ VE SON KAZILAR
Urfa Kalesi’nin geçmişi yalnızca efsanelerle sınırlı değil. Arkeologlar, kalenin M.Ö. 9. yüzyıla kadar uzanan bir tarihi olduğunu belirtiyor. Kale, Romalılar döneminde büyük bir yapı haline getirilmiş ve zamanla farklı medeniyetlerin hâkimiyetine girmiş.
Yakın dönemde yapılan kazılarda, kalenin altında eski tüneller ve gizli geçitler olduğu tespit edildi. Ayrıca, bu bölgede bulunan bazı taş oymalar ve kabartmalar, Roma dönemine ait izler taşıyor.
Araştırmacılar, kalenin savunma amaçlı olarak inşa edildiğini ve stratejik bir öneme sahip olduğunu belirtiyor.
SÜTUNLARIN SIRRI: MANCINIK MI, GÖZLEM KULESİ Mİ?
Urfa Kalesi’nin üzerinde yükselen dev sütunlar hakkında farklı söylemler var. Bazı tarihçiler, bu sütunların gerçekten bir mancınık sistemiyle bağlantılı olabileceğini öne sürerken, bazıları ise bunların Roma dönemine ait bir gözlem veya güneş takvimi sistemi olabileceğini düşünüyor. Ancak sütunların nasıl ve ne amaçla yapıldığına dair kesin bir bilgi hala bulunmuyor.
Şanlıurfa’da tarihin ve inancın iç içe geçtiği en önemli yerlerden biri olan Urfa Kalesi, her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor.