Türkiye'nin en sıcak şehirlerinden bir olan Şanlıurfa'da kalaycılık mesleğini yapan ustalar havanın sıcak olmasına aldırış etmeyip ateş başında işlerini en iyi şekilde yapmanın uğraşını verdi. Eskiden mutfak eşyalarının çoğu bakırdan yapılırdı. Bakır, ısıyı iyi ilettiği için yemeğin çabuk pişmesini sağlarsa da, kimyasal maddelerin çoğuyla zehirli tuzlar verir ve bakır kapta uzun süre kalan yemekler ağır zehirlenmelere yol açar. Bu yüzden bakır kapların üzerine, havanın etkisiyle bozulmayan, kimyasal maddeler karşısında aşınmayan ve zehirli olmayan ince bir kalay tabakası kaplatılır.

Kalaycı Ustası olan Mustafa Ozan, körükle yandırdığı büyük ateşte kalayı ergitir, kalaylanacak kapları iyice temizledikten sonra bu ergimiş kalay banyosuna batırılır, böylece, bakırı çıkmış kapları hem ayna gibi pırıl pırıl yapar, hem de zehirleme tehlikesini ortadan kaldırır şeklinde ifade etti.

Günümüzde ise kullanışlı olan alüminyum mutfak eşyalarının yapımıyla kalaycıların sayısı da gittikçe azaldı.

daha kalabalık olması gerekirken, bu sene biraz daha fazla zam yaşandığı için, pek fazla müşteri yok. Kalay pahalı oldu. Bu kalay Avrupa’dan geliyor İngiltere’den, Almanya’dan, Rusya’dan geliyor. Türkiye’de yok, kalay yaparken önce iyice bir temizleyip, daha sonra işe başlanır. Kalaya başlamadan önce nişadırı içine dökeriz, daha sonra ateşte beyazlatıp temizlemeye başlarız. Bakırda şimdi pahalı, bir kilo ham bakır 200 lira, kazanın kilosu 200 lira, kalayın kilosu 850 lira, eskiden 150 liraya alıyorduk, şimdi 800 lira oldu. Eskiden herkesin elinde bakır taslar, bakır kazanlar, büyük kaplar vardı şimdi ise hepsi cam kullanılıyor.”
URFA NIN ESKİ MESLEKLERİNDEN BİRİDİR”
Kalaycılık Urfa nın eski mesleklerinden biridir diyen Adnan Öncel: “Kalaycılık Urfa nın eski mesleklerinden biridir. Kalaycılığa başlamadan önce iç tarafını kalaylıyoruz. İlk aşamada, ana maddesi kalay olduğu için bu da Rusya cumhuriyetinden geliyor. Fiyatı da yüksektir, önce nişadır kullanırız, bu nişadır kalayı besliyor, bu nişadır kullanmayıp tek kalay kullansak tutmaz. Hepsinin farklı bir aşaması vardır. Kalaya bir rağbet yok, Urfa da yok denilebilecek bir meslek oldu. Çoğunluk olarak Urfa nın yerlileri getiriyor bunları mesela bir ay sonra büyük kazanlar gelir, çay tepsileri bunlar olur.”

ÖZEL HABER : EMİNE KAYA