Türkiye'nin en sıcak şehirlerinden bir olan Şanlıurfa'da kalaycılık mesleğini yapan ustalar havanın sıcak olmasına aldırış etmeyip ateş başında işlerini en iyi şekilde yapmanın uğraşını verdi. Eskiden mutfak eşyalarının çoğu bakırdan yapılırdı. Bakır, ısıyı iyi ilettiği için yemeğin çabuk pişmesini sağlarsa da, kimyasal maddelerin çoğuyla zehirli tuzlar verir ve bakır kapta uzun süre kalan yemekler ağır zehirlenmelere yol açar. Bu yüzden bakır kapların üzerine, havanın etkisiyle bozulmayan, kimyasal maddeler karşısında aşınmayan ve zehirli olmayan ince bir kalay tabakası kaplatılır.
Kalaycı Ustası olan Mustafa Ozan, körükle yandırdığı büyük ateşte kalayı ergitir, kalaylanacak kapları iyice temizledikten sonra bu ergimiş kalay banyosuna batırılır, böylece, bakırı çıkmış kapları hem ayna gibi pırıl pırıl yapar, hem de zehirleme tehlikesini ortadan kaldırır şeklinde ifade etti.
Günümüzde ise kullanışlı olan alüminyum mutfak eşyalarının yapımıyla kalaycıların sayısı da gittikçe azaldı.
Kalaycılık Urfa nın eski mesleklerinden biridir diyen Adnan Öncel: “Kalaycılık Urfa nın eski mesleklerinden biridir. Kalaycılığa başlamadan önce iç tarafını kalaylıyoruz. İlk aşamada, ana maddesi kalay olduğu için bu da Rusya cumhuriyetinden geliyor. Fiyatı da yüksektir, önce nişadır kullanırız, bu nişadır kalayı besliyor, bu nişadır kullanmayıp tek kalay kullansak tutmaz. Hepsinin farklı bir aşaması vardır. Kalaya bir rağbet yok, Urfa da yok denilebilecek bir meslek oldu. Çoğunluk olarak Urfa nın yerlileri getiriyor bunları mesela bir ay sonra büyük kazanlar gelir, çay tepsileri bunlar olur.”
.jpg?)

