OSB, sosyal etkileşim ve iletişimde yaşa uygun gelişimsel eksiklikler, kısıtlı ve tekrarlayıcı davranışlar, ayrıca duyusal hassasiyetler ile karakterize nörogelişimsel bir rahatsızlık. Dünya genelinde yaygınlığı %1-2 arasında değişen bu durum, özellikle genetik faktörlerin yanı sıra çeşitli biyolojik ve çevresel etkenlerle ilişkili.

Aileler genellikle çocuklarının yaşıtlarına göre sosyal gelişimlerinin geride olduğunu fark ederek veya çevresel yönlendirmelerle uzmanlara başvuruyor. Tanı süreci, çocuğun gelişimsel seviyesine uygun sosyal becerilerin değerlendirilmesi, kısıtlı ilgi alanları ve tekrarlayıcı davranışların gözlemlenmesi, ayrıntılı gelişimsel öykü alınması ve gerektiğinde çeşitli testlerle desteklenerek çok yönlü bir değerlendirme ile gerçekleştiriliyor. Otizm belirtileri yaşa ve bireye göre değişiklik gösterebileceği için, detaylı bir gelişimsel öykü alınması büyük önem taşıyor.

OSB'nin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, anlık yetersizlik, uyku bozuklukları, depresyon ve anksiyete gibi çeşitli psikiyatrik hastalıklarla birlikte görülebilirliği de dikkate alınmalı. Bu bağlamda, eşlik eden diğer rahatsızlıkların tespiti ve tedavisi de önem taşıyor. Erken tanı ve müdahale, tedavi başarısı için kritik.

Tedavi, her hastanın bireysel ihtiyaçlarına göre şekilleniyor. Genellikle sosyal etkileşim ve iletişim becerilerini geliştirmeye yönelik davranışsal, gelişimsel ve sosyal-ilişkisel eğitimler öncelikli olarak uygulanıyor. Agresyon ve kendine zarar verme gibi durumlarda ilaç tedavileri de devreye girebiliyor. Çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanları, multidisipliner bir yaklaşımla hastayı düzenli olarak takip ediyor, belirtileri izliyor ve hastanın işlevselliğini artıracak müdahaleler planlıyor.

Dr. Kılıç, çocuğunuzun sosyal gelişimiyle ilgili endişeleriniz varsa, bir çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanına danışmanın önemini vurguluyor.

HABER MERKEZİ