Allah'ın evi dediğimiz Camiler inananların beş vakit namaz için gittikleri ibadethanelerdir. Devletin atadığı imam ve müezzinler de cemaate namaz kıldırmak üzere orada bulunmak zorundadır. Ama bu durumu savsaklayan, imamlığı orada...
Allah'ın evi dediğimiz Camiler inananların beş vakit namaz için gittikleri ibadethanelerdir. Devletin atadığı imam ve müezzinler de cemaate namaz kıldırmak üzere orada bulunmak zorundadır. Ama bu durumu savsaklayan, imamlığı orada bulunan yaşlı birine yaptırmak suretiyle bu görevden kaytaran imamlar var. Dinen önemli bir konumda bulunan ve bu ağır görevi yüklenen Din görevlilerinin görev konusunda çok hassas olması gerekiyor. Anlayacağınız öncelikle maaşını helal etmesi gerekiyor. Bizden söylemesi!
Camiler yeryüzünde Yaradan’ın evidir
Her biri ayrı güzel, şekli bin bir nevi’dir.
Müslüman huşu ile yönelirken camiye
Gönülleri cezbeden ezanların sesidir.
Ne yazık ki imamlar işi alır ağırdan
Öyle ezan okur ki, tepki gelir sağırdan.
İşini savsaklar da camiye bile gelmez
O değil mi herkesi minareden bağırtan.
Sabah erken saati, tam da ezan vaktinde
İmamlık eder biri, nida’sı değil zinde.
Cemaat bir başına, gözler imamı arar
Hoca efendi yoktur; sorarlarsa izinde!
Ne ezan okuyan var, ne de namaz kıldıran
Ne müezzin ne imam, yok ki onları soran!
Saf tutar birkaç yaşlı namaza durmak için
Biri imamlık eder, sesine uymaz Kur’an!
Camiler denetimsiz, müezzin olmuş imam
İmamsa cami’de yok, çarşıda, evde adam!
Sadece Cuma günü çıkar hutbe’de coşar
Bir kaç vakit namazla haftayı eder tamam.
Millet cami’den soğur, namazı evde kılar
Saflar eksik kalınca caminin yüzü solar.
Maaşının hakkını helal etmez, vaaz’da
Hak ve helal diyerek millete akıl salar.
Hoca düzgün olmalı halka güven salmalı
Müezzin olan kimse, hoş ezan okumalı.
Camiye davet için gönlünü açacak ki
Cami ve seccadeler halka olmasın çalı.