Bu hayatın hakikatı
Gördüklerin
Duydukların
Hissettiklerin
Söylediklerin veya söyleyemediklerindir.
Peki hangisi daha çok acıtır canınızı
Sanırım hepsi!
O zaman bende aklımın yettiğince ve dilimin döndüğünce okuyucularıma sorumluluğum gereği bir şeyler karalamaya çalıştım. Bunu yaparken de amacımın ne deliye taş atmak ne de veliye dil uzatmak olmadığını üstüne basa basa belirtiyor. Ve Maşallah vekillerimize diyorum.
Gözümüzün içine baka bak itibardan tasarruf yapmadan kuş sütünün eksik olmadığı masada iftarlarını açarken sağ olsunlar halkada dua etmişler.
Dua etmeleri güzelde
Çöp konteynrlarının müdavimi çocuklara ve pazar kırıntılarını bir an önce toplayıp eve götüren analara da dua ettiller mi acaba. Veya evine ekmek götüremeyen babalara da dua ettiler mi acaba o lüks koltuklardaki iftar sofrasında.
Oysa
Tasarruf tedbirlerinin ülke genelinde yapılması için talimat veren vekillerimizden halk olarak bizlerde;
Bir yeni başlangıç
Lüksü terk ediş
Ve bir umuda yöneliş için tıpkı diğer insanlar gibi duyarlılık beklerdik.
Ama bakıyoruz ki boşuna beklemişiz.
Hayat bu
Bu hayatta her şey olabilirsin. Fakir çocuk, kimsesiz anne, işsiz baba, milletvekili hatta elinde insanlığın adresi varken, yolunu bile kaybetme ihtimalin olabilir
Yetmedi
İnsanlığın güneş alan tarafı olabilirsin
İnsanlığın karanlık tarafı olabilirsin.
İnsanlığın iltihaplı kolyesi olabilirsin. Sonuçta geçici bir mekanda yolcusun. Adına imtihan dünyası dediğimiz bu mekanda adına yakışır tavır takınmak doğru olanıdır.
Sonuç mucizelere kalsa da umut adına bir ihtimal varsa matematik hesabı buna izin verdiği içindir. Bunun tercümesi de çıkmadık candan umut kesilmez gerçeğidir.