Doğdukları anda masum bakışlar attıkları dünyaya karşı her gün bir şeyler öğrenerek büyümeye başlarlar. Bazen onlar için endişe duyarız, uykularımız kaçar, üzülürüz. Her baktığımızda huzur bulduğumuz, bizleri ayakta tutan tek gerçeğimizdir çocuklarımız.
Doğdukları anda masum bakışlar attıkları dünyaya karşı her gün bir şeyler öğrenerek büyümeye başlarlar. Bazen onlar için endişe duyarız, uykularımız kaçar, üzülürüz. Her baktığımızda huzur bulduğumuz, bizleri ayakta tutan tek gerçeğimizdir çocuklarımız.
Onlar gökkuşağı gibidirler. Tüm renkleri birbirine geçmiştir. Dünya denilen, sislerin ve pusunun eksik olmadığı bu yere saflıklarıyla adım atarlar. Bizlerin esas görevi, onlara yetişkin olana kadar dikkat etmek olmalıdır.
Tüm anneler ve babalar çocuklarının iyi yetişmeleri için her türlü çabayı gösterir. Ancak gösterilen aşırı iyimser yaklaşımlar çocuğun toplumdan uzaklaşarak farklı bir yaşantı içerisine girmesine neden olabilir. Bu durum özellikle 10-16 yaşları arasında bariz bir şekilde kendini gösterir. Bu yaşlarda kendini ispatlamak isteyen çocuklar olumsuz davranışlar sergilemeye başlarlar.
İnsan kalabilmenin en önemli koşulu elbette iyi bir ahlaktan geçer. Bu kavram sayesinde kişinin pusulası önünde olur ve en güzel şekilde amacına ulaşır. Eğer ahlak gibi bir meziyet yok ise çocuk farklı arayışlar içerisine girebilir. Bu durum kendisini ve çevresini olumsuz bir şekilde etkiler. Aileler çocuklarını okul, dershane, etüt merkezlerine gönderebilir. En güzel kıyafetleri ve telefonları alabilir. Tüm sosyal aktivitelere çocuğunu gönderebilir. Ancak çoğu aile nedeni bilinmez, çocuğunu gözetlemez. Yani dışarıdaki durumlarını bilmez. Çocuklarımızı beslenme, barınma, eğitim vs. gibi ihtiyaçlarının yanında her zaman izlemeliyiz. Aksi durumda nezaketten uzak bir nesil yetişir. Dolayısıyla çocuk sevgi ve saygı gibi duygulardan noksan olacağı için kendisine ve çevresine zarar vermeye başlar.
“İtimat Kontrole Mani Değildir” sözünden hareketle çocuklarımıza sevgi ve güven verirken onları dışarıda bekleyen canavarların da olduğunu unutmamalıyız.
Güzel günler geçirmeniz dileğiyle Esen Kalın…
Yazar dururum hiç bitirmem,
Yetmez mısralar,
Sığmaz sayfalar, haykırırım dökerim yazıya.
Sokakları arşınlar,
Yalınayak yürür,
Bazen yağmurda ıslanır,
Hasta olur kıvranırım.
Düşünürüm
Biter mi sabır?
Aba olur mu gözler?
Yaren olur mu beden?
Beklerim…