Bölgesel kalkınmada önemli etkisi olan nar yetiştiriciliği doğru tarım teknikleri ile yapılmadığı ve yeterli pazar bulamadığı için sorun yaşamaktadır.

Bölgesel kalkınmada önemli etkisi olan nar yetiştiriciliği doğru tarım teknikleri ile yapılmadığı ve yeterli pazar bulamadığı için sorun yaşamaktadır.

Şanlıurfa ve ülkemiz için önemli bir gelir kaynağı olan nar yetiştiriciliğinin doğru tarım teknikleri ile yapılmaması ve sanayide ham madde olarak kullanılmak için yeterli tesisin olmaması sektördeki katma değeri düşürmektedir. Bu durum nar tarlalarının sökülmesine ve farklı tarımsal faaliyetlere dönüştürülmesine ayrıca inşaat alanı olarak kullanılmasına yol açmaktadır.

Ancak genel olarak bahçe kenarlarında çit bitkisi olarak ya da diğer meyvelerin içinde karma olarak tarımı yapılan nar, son yıllarda ihracat imkanlarının artmasıyla kapama bahçeleri kurulmaya başlamıştır.

Nar yetiştiriciliği teknik açıdan desteklenirse üretim artabilir. Pazarlama ve satışa yönelik danışmanlık hizmetleri ile yüksek düzeyde satış miktarı mümkün olabilir. Bu amaçla nar yetiştiriciliğini ve sektörün sorunlarını, Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi bilim insanları, sektörün ileri gelenleri ve Tarım İl Müdürlüğü ile masaya yatırdık.

Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Yılmaz, aslında bu toplantı ile nar üreticileri ile kamu ve özel sektör kuruluşlarında çalışan araştırmacı, uzman, nar yetiştiricileri, sanayicileri ve bilim insanlarını bir araya getirerek nar yetiştiricilerin sorunlarına dikkat çekmek istedi.  Prof. Dr. Ahmet Yılmaz bu konuda başarılı oldu. Yoğun geçene bir günün sonunda yapılan sunumlarda aslında nar sektörünün biraz ihmal edildiğini itiraf etmekte yarar var. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Yılmaz yaptığı konuşmada nar yetiştiricilerinin üniversitenin açık teknik destek vermesine rağmen üniversite hocalarında danışmanlık hizmeti alanların sayısının yüzde 25 olduğu, kalan yüzde 75 gibi çoğunluğun ilaç firmalarından teknik danışmanlık alarak nar yetiştirdiklerini ifade etti. Bu açıklama aslında nar yetiştiricilerinin sadece bir kısmının bilimsel verilerle nar yetiştirdiği görülüyor.

Şanlıurfa Tarım ve Orman Müdürlüğü İl Müdürü Mehmet Aksoy Türkiye’nin tarım politikalarını özellikle meyve üreticilerinin meyve bahçesi tasarlarken kendilerine müracaat etmeleri halinden tarla ve toprak analizi ile tohum, gübre analiz desteği verdiklerini söyledi. Bu konuşmada dikkatimi çeken bir nokta Ziraat Fakültesi hocaları ile benzerlik gösterdi. İl Müdürü Mehmet Aksoy tıpkı ziraat bilimcileri gibi nar üreticilerine destek vermek istediklerini ancak üreticilerin zorunlu ihtiyaç duyulan düzeyde teknik danışmanlık taleplerinde bulunmadıklarını ifade etti.

Şanlıurfa Tarım ve Orman Müdürlüğü İl Müdürü Mehmet Aksoy Şanlıurfa ili için nar bitkisinin ayrıca profilini çizdi. Toplantıya katılanlara Şanlıurfa’nın tarımsal potansiyelini anlattı. Bu konuşmada Şanlıurfa’nın 13 bin dekarlık nar alanı ile Türkiye’nin en fazla nar alanına sahip 8. İli olduğu ifade edildi. 2023 Yılında Şanlıurfa’da 9 bin ton nar üretimi gerçekleşmiştir. 2024 yılında ise 10 bin ton rekolte beklenmektedir. Şanlıurfa ilinde en fazla nar üretimi Hilvan, Siverek ve Bozova ilçelerinde yapılmaktadır.

Tarım Ekonomisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Turan Binici, nar üretiminde dünya genelindeki trendler ve Türkiye’nin nar ihracatındaki kritik rolü gibi önemli konulara dikkat çekti. Nar üretiminin yüzde 75’i Hindistan, İran, Türkiye, Çin ve ABD’nde yapılmaktadır. Türkiye ikinci sırada yer alan bir ülke ancak potansiyel olarak nar üretiminden çok yüksek değerlerde katma değer yaratılabilir. Prof. Dr. Turan Binici bu potansiyeli ulusal düzeyden yerele çekerek Şanlıurfa’da çok uygun nar üretim koşullarının varlığına vurgu yaptı.

Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi, tarımsal uygulamaların bilimsel ve teknoloji destekli yürütülmesi için bölgede nar üreticilerinin sorunlarını sürekli gündeme taşıyacaklarını bu konuda her koşulda nar üreticilerine destek olacaklarına dair güvence sundu. Aslında bu toplantılar ilk olabilir, ilk toplantı olmasına rağmen bölgenin global nar pazarına katkıda bulunma potansiyelini de gün yüzüne çıkardı. Pamuk, biber, fıstık gibi diğer tarım ürünlerinin bölgesel katkıları gibi nar yetiştiriciliğinin de katkıları artırılabilir.

Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu nar üreticilerinin nar fidan ekimi, nar ağaçlarını budama ve gübreleme teknikleri hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Prof. Çullu sunum yaptığı sırada önemli bir uyarıda bulundu. Prof. Çullu, açık ve net bir ifade ile Şanlıurfa’da tarım arazilerinin yok edilerek inşaat sektörüne tahsis edildiğini söyledi ve bu konuda yetkililere tarım arazilerinin korunmasını talep etti. Prof. Çullu deneyimli bir bilim insanıdır. Bölge çiftçisini iyi tanır. Organik nar üretiminde sürdürülebilir uygulamaları ve hasat sırasında kalitenin korunmasına yönelik yöntemleri de açıklayan Prof. Çullu, tarım teknolojileri ve dijitalleşmenin tarımda verimliliği artırmak için kullanılması gerektiğini söyledi. Bu noktada tarımsal üretime yaklaşacak olursak dijital dönüşümün tarımda gerçekleştiği görülüyor. Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi bu açıdan eğitim sistemine teorik ve uygulama süreçlerinde teknolojiyi yoğun kullanmaktadır. Aslında Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi dijital dönüşümü gerçekleştiren bir fakültedir. Sınıfta teorik ve tarlada uygulamalı eğitimde dijital dönüşüme öğrenciler uyum sağlamış durumda.

Nar bitkisi (Punica granatum), tropikal ve subtropikal iklimlerde yetişen bir meyvedir. Boyu 5-10 metreye kadar yükselebilir. Yeşil yapraklara sahip olan narın çiçekleri, kırmızı veya turuncu renktedir.   Nar, besin değeri yüksek bir meyvedir ve sağlık açısından birçok faydalıdır. Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Hasan Vardin, narın tarihsel önemi ve sağlık üzerindeki faydaları hakkında detaylı bilgi verdi.

Salgın sürecinde adeta vitamin deposu olan narın 100 ml suyu, yetişkin bir insanın günlük C vitamin ihtiyacının yaklaşık % 16’sını kapsar. Nar suyu B vitamini ve potasyum içerir. Bir diyet meyvesi olan nar meyvesi sağlığa yararlı antimikrobiyal, anti kanser ve antioksidan bileşenleri açısından oldukça zengindir.  Bu özelliğinden dolayı hekimler narı fonksiyonel gıda olarak birçok hastalığın önlenmesinde ve tedavisinde kullanmaktadır.

Toplantıya katılan Döhler Genel Müdürü Can Aydemir, global pazarlarda nar tüketiminin son dönemlerde yükselişte olduğuna dikkat çekti.  Can Aydemir’in bu açıklaması Türkiye’nin gelecekte nar ihtiyacının artışını ifade etmektedir. Nar ülkemizde henüz stratejik bir ürün değildir. Nar üreticilerinin yaşadığı en büyük sorunlardan biri narı ham madde yapacak sanayi yatırımlarının yetersizliğidir. Bir başka ifade ile nar üreticileri piyasa bulmakta ve pazarlama sorunu yaşıyor. Can Aydemir’in bakış açısına destek sağlamak için nar bahçelerinin korunması ve nar ürününü işleyecek yatırımların yapılmasıdır.

Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Ali İkinci ve Doç. Dr. Mehmet Mamay bu toplantıya katılan iki bilim insanı. Toprak seçimi, sulama teknikleri, zararlı böceklerle mücadele ve organik tarım alanlarında tecrübeleri ile nar üreticilerini bilgilendirdiler.

Nar, sıcak ve ılıman iklimlerde yetişir. Türkiye, İran, Hindistan ve ABD gibi ülkeler nar üretiminde önemli rol oynar. Türkiye’de nar Ege Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Akdeniz Bölgelerinde yoğun olarak Denizli, Antalya, Mersin, Muğla, Şanlıurfa ve Gaziantep gibi illerde yoğun olarak nar yetişmektedir. Bu bölgelerin endüstri ile yakın ilişkileri bulunuyor. Narın endüstrideki kullanımı çok yaygın olmasa da yün iplikler sarımsı renklere boyanabilir. Narın içindeki çekirdekleri nar suyu olarak kullanılabilir. Narın endüstride daha yoğun kullanılması için yatırımlara ihtiyaç bulunmaktadır.

Tarım Bakanlığı verilerine göre ülkemizde 48 ilde nar üretimi yapılmaktadır. En fazla üretim, Akdeniz (%45), Ege (%30) ve Güneydoğu Anadolu (25) bölgelerinde yapılmaktadır. Yaklaşık 60.000 ton üretim vardır. En fazla yetiştiriciliğinin yapıldığı iller Bilecik, Balıkesir, İzmir, Aydın, Denizli, Antalya, İçel, Adana, Kahraman Maraş, Hatay, Bitlis, Çorum.