Yaşam

İftar ve Sahurda Hangi Yiyecekleri Tüketmeliyiz?

Diyetisyen Sinem Göç Güzel’in Ramazan ayında özel hazırlamış olduğu sahur ve iftar menülerini bugünde sizler için hazırladık. Peki, sahur ve iftarda hangi öğünleri tüketsem? Detaylar haberimizde…

Abone Ol

Bir aylık zaman dilimini kapsayan Ramazan ayında yeme ve içmede değişiklikler görülüyor. Gün boyunca aç ve susuz kalan vatandaşlar sahur ve iftar da yiyecekleri yemeklere dikkat etmesi gerekir.

İşte Diyetisyen Sinem Göç Güzel’in Ramazan Ayının 18. Günde hazırlamış olduğu Sahur ve İftar Menüsü Şöyle;

Ayrıca Ramazan-ı Şerif’in Fazilet Takvimi ve Günlük Cüz’ de Urfanatik.com’da gün gün okuyucularıyla buluşacak.

RAMAZANIN 18. GÜNÜ SAHUR MENÜSÜ

  • İki dilim tam buğday ekmek
  • Bir haşlanmış yumurta
  • Yedi adet zeytin
  • Bir kase yoğurt
  • İki tane ceviz
  • Dereotu-Marul
  • Bir fincan kuşburnu çayı

RAMAZANIN 18. GÜNÜ İFTAR MENÜSÜ

  • Et köfte
  • Salata
  • Söğüş sebze

AYET

Biz insana ana-babasına iyi davranmasını emrettik. Eğer onlar seni hakkında bilgin olmayan bir şeyi körü körüne bana ortak koşmaya zorlayacak olurlarsa, onlara sakın itaat etme! Dönüşünüz ancak banadır. Ben de yapmakta olduğunuz şeyleri size bir bir haber vereceğim. (Ankebut Sûresi, 8. Ayet)

HADİS

“Kişinin harcadığı en hayırlı para, ailesi için harcadığı, Allah yolunda cihad için hayvanına harcadığı ve yine Allah yolunda arkadaşları için harcadığı paradır.”

 GÜNÜN DUASI

Ey Rabbim! Babamı bağışla. Çünkü o gerçekten yolunu şaşıranlar arasında. Ve herkesin yeniden diriltileceği gün beni utandırma! O gün ki, ne malın, ne mülkün, ne de çoluk çocuğun bir yararı olmayacaktır. Yalnızca Allah’ın huzuruna kötülükten arınmış bir kalple çıkanlar kurtulacaktır.

FAZİLET TAKVİMİ

CENNETLERE NÂİL OLACAK KİMSELER

  • Hicr Sûresi’nin 45 ilâ 48. âyet-i kerîmelerinde, takvâ sahibi olanların ebediyen Cennetlerde kalacaklarını müjdelemektedir. Şöyle tefsir edilmiştir:
  • Takvâ sahibi olanlar yani dünyada küfür ve şirkten korunan, iman ile muttasıf bulunmuş zâtlar muhakkak ki yarın âhirette Cennetler, bağlar, bahçeler, pınarlar, çeşmeler ve nehirler içindedirler. Öyle güzel hayat bahşeden nimetlere devamlı nâil olacaklardır.
  • Cennetlere nâil olacak olan, Şeytan’a uymaktan sakınan, küfür ve isyandan korunan bu takvâ sahibi zâtlara, Allâhü Teâlâ tarafından pek büyük bir iltifat olarak denilecektir ki: “Ey mesut zâtlar; oraya, o Cennetlere emniyet içinde, yok olmaktan, âfetlerden devamlı korunmuş bir hâlde, Allâh’ın selâmına kavuşmuş bulunarak giriniz.”
  • Cenâb-ı Hak buyuruyor ki: O müminleri böyle muazzam nimetlere nâil kılmayı takdir ve irade buyurduk ve o Cennet’e nâil olacak zâtlardan haset, kin, cimrilik, düşmanlık gibi kötü hasletleri çıkarıp attık.
  •  Artık Cennet ehli arasında bu gibi şeylerden bir eser bulunmayacaktır. Yani İslâm’ın şiârından birisi de kin tutmamaktır. Allah, takvâlı kalplerde kin bırakmaz. Mazide olmuşsa siler.
  • Cennet ahalisi, o saadet dolu Cennetlerde yüksek mevkilerde oturacaklar. Birbirlerine karşı dînî bir kardeşlik, muhabbet ve mürüvvetle bağlı bir hâlde aralarında bir muhabbet tecelli edecektir.
  • O mesut zâtlara, Cennetlerde bir zahmet dokunmaz. Onlar, o Cennet âleminde bir kedere, bir meşakkate aslâ maruz kalmazlar, o Cennetlerden çıkarılacak da değillerdir. Orada ebediyen ikamet ederek sayısız nimetlere, tecellilere mazhar olacaklardır.
  • Bu nâil olacakları benzersiz mükâfatlar, aslâ zeval bulmayacaktır. İşte Allâh’ın dinine bağlılığın pek ulvî neticesi böyle olacaktır. Ne muazzam bir İlâhî lütuf!
  • Artık ey insanlar, ey ümmet-i Muhammed! Şeytan’a uymaktan sakınınız, İslâm dinine, Allâh’ın Resûlüne tâbi olunuz, kalbinizden kin ve hileyi atıp takvâlı olunuz da takvâ sahiplerinin yeri olan o Cennetlere, emniyet içinde güle güle, selâmetle giriniz.