Urfanatik  gazetesindeki ilk köşe yazımı kaleme alırken günlük siyasi söylemlerin, asgari ücretin ne kadar olacağının, pandeminin, işsizliğin, gençlerde işe katılma oranının, tartışılan AİHM kararının, ekonominin gidişatının, sokağa çıkma yasaklarının ve tüm gündemin dışında kalmak istedim.

   Urfanatik  gazetesindeki ilk köşe yazımı kaleme alırken günlük siyasi söylemlerin, asgari ücretin ne kadar olacağının, pandeminin, işsizliğin, gençlerde işe katılma oranının, tartışılan AİHM kararının, ekonominin gidişatının, sokağa çıkma yasaklarının ve tüm gündemin dışında kalmak istedim.

   Yazının ilk bulunuşundan beri insanlar çeşitli sebeplerle yazıyı kullanmışlardır. Söz uçar yazı kalır, atasözündeki gibi bir kanıt aracı olarak, tarihe not düşmek için, iki insanın veya topluluğun arasında iletişim aracı olarak, bazen de tek bir kelime kazımışlardır bir kaya parçasına ve herkes tarih boyu kendince istifade etmiştir.

   Yazarlık, köşe yazarlığı bana göre bir meslekten, hicvetmekten, kalemini isteyene istediği şekilde sunmaktan çok daha fazlasıdır. Sadece bir dönemin değil her dönemin kalemi olunmalıdır. Cesurca, objektif bir şekilde ve olaylar kendi süzgecinden geçirilerek yazılmalıdır. Bakın ben demiştim den bence daha fazlasıdır.

   Ve bir gün, bir genç memleketinden çok uzaktaki bir hapishanede haksızlığa uğradığını düşünüyordu, elinde kalem önünde bir tomar kağıt durmadan yazıyordu, hapishane idaresinin ona haksızlık yaptığına inanmıştı. Büyük bir beğeniyle takip ettiği ulusal bir gazetedeki köşe yazarına uzunca buram buram mürekkep kokan bir mektup yazdı ve sizden bir defalığına köşenizi istiyorum, sesimi duyurabilmem için bana yardımcı olun, dedi. Mektubu gönderdi ve her gazeteyi eline aldığında o köşe yazarının yazdığı sütuna baktı ama mektubunu o köşede hiçbir zaman göremedi. İşte o genç bendim. Belgelerini sunmak şartıyla herhangi bir şekilde haksızlığa uğradığını düşünen birisine ben köşemde yer vermeye hazırım.

   Herkese sağlıklı günler dilerim.