Fizyolojik bir bozukluk sonucu organizmadaki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla kanserli hücreler meydana gelir. Kanserde iki tip hücre şekli görülür, bunlar malign yani kötü huylu tümör diğeri de benign denilen iyi huylu tümördür. Araştırmalar...

Fizyolojik bir bozukluk sonucu organizmadaki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla kanserli hücreler meydana gelir. Kanserde iki tip hücre şekli görülür, bunlar malign yani kötü huylu tümör diğeri de benign denilen iyi huylu tümördür. Araştırmalar yüzde 5-10 oranında benign hücrelerin malignlere dönüştüğü gösteriyor. Genellikle malign hücreler metastaz yani sıçrama yaparak yayılırken benign hücreler yayılım göstermez. Dünya sağlık örgütü verilerine göre erkeklerde en çok; prostat, lenfoma, akciğer ve mide kanseri görülürken kadınlarda ise serviks, akciğer, uterus, meme, kolon ve mide olarak gösterilmiştir.

Kanserli bireyin çevresel koşulları, aile içi yaşamı, stres faktörleri ve en önemlisi genetik yapısı kanserin oluşumu, yayılması ve bu süreçte beslenme durumuna etki eder. Kanserli bireylerde her zaman vurgulandığı gibi ne kadar az stres ve ne kadar çok motivasyon olursa o kadar başarılı sonuç alınır. Aksi takdirde tümörün yayılma hızı strese paralel olarak artar. Kanserli bireylerde sadece beslenme yüzde 30-40 oranında etkili olabilmektedir. Bu sebeple motivasyon, stressiz bir yaşam tarzı sağlanırken aynı zamanda en iyi beslenme düzeninin sağlanması zorunludur.

Beslenmede diyetle alınan yağların miktarından ziyade yağ türü hormonal kanserlerde ciddi oranda etkili olabilmektedir. Bu nedenle kanser çeşidine göre etkili olan yağ türü de farklılık gösterebilir. Kanserde yüksek enerji gerektiğinden yağların da en önemli enerji kaynağı olduğu unutulmamalıdır. Ancak çok fazla yağ alımı prostat kanseri gibi kanser türlerinin artışına sebep olur. Ayrıca bazı çalışmalar erken yaşta fazla yağ oranı bulunan diyetle beslenen kız çocuklarının, az yağlı beslenenlere oranla daha yüksek oranda meme kanserine yakalandığı gösterilmiştir.

Yağ asitlerinden, zeytinyağında yüksek oranda bulunan oleik asitin tümör oluşumunu engellediği birçok çalışmada gösterilmiştir.Omega 3 ve omega 6’nın kanserde en etkili yağ asitleri olduğu söylenebilir. Bunlarla beraber konjuge linoleik asit de kanserli hücrelerin metastazını engelleyebildiği gösterilmiştir. Bu asit türü süt ve süt ürünleri başta olmak üzere geviş getiren hayvanların ürünlerinde bol miktarda bulunur.

Besinlerde bulunan whey kazeinleri de bağ ışıklık sistemini geliştirdiğinden tüketimi oldukça önem arz eder. Whey proteini süt ve süt ürünlerinde bulunur.Karbonhidrat içerikli sebze meyvelerde bol miktarda vitamin ve mineral içerdiğinden tümör hücresiyle baş etme de en çok yardımcı besinlerdir. Ayrıca besinlerdeki flavonoidler de karsijenik metobolitleri önler, kanser hücrelerinin metastazını durdurur. Flavonoidler kanserli bir bireyin beslenme düzeninde de mutlaka olması gerekir. Flavonoidler başlıca çay, şarap, soğan, pırasa, yeşil yapraklı sebzelerde bol miktarda bulunur. Mango, soğan, sarımsak gibi kükürtlü besinler, yeşil elmada yüksek oranda bulunur. Özellikle elmanın kabuk kısmında bulunan fitokimyasallardan dolayı, kanserli hücreler için elma en iyi önleyici besindir denilebilir.

BESLENME ÖNERİLERİ

Kuru ekmek, büyük parça et, kuru et verilmez

Yemekler, tat kaybı olduğundan hastaya soslu, göze hitap edecek şekilde olmalı

Doygunluk hissi olduğundan hacmi küçük, kalorisi çok besinler seçilmeli

Genellikle hastalar etten nefret ettiği için et yerine et suyu veya etin suyunu içeren soslar hazırlanmalı

Ağızda yara oluşması durumunda sıvı ve yumuşak besinler tercih edilmeli

Acı, baharatlı, tahriş edici yiyeceklerden uzak durmalı

Kepekli, çavdar, tam tahıl ekmekler tercih edilmeli

Posa içeriğinden dolayı sebze ve meyveler bol miktarda tüketilmeli özellikle kabuk kısımları atılmadan yenilmeli