Kısa yoldan zengin olmanın timsali sayılan Milli Piyango İdaresi, 5 Temmuz 1939 tarihinde kurulmuş. Ayrıca Osmanlı Devleti’nin son devrinde de piyango çekilişleri sık bir şekilde yapılmaktaymış.
Kısa yoldan zengin olmanın timsali sayılan Milli Piyango İdaresi, 5 Temmuz 1939 tarihinde kurulmuş. Ayrıca Osmanlı Devleti’nin son devrinde de piyango çekilişleri sık bir şekilde yapılmaktaymış.
Günümüzde özellikle yılbaşlarında, Milli Piyango bilet çılgınlığı inanılmaz boyutlara varmakta. Düşünebiliyor musunuz? 31 Aralık 2019 tarihinde yapılan çekiliş için 37 milyon 100 bin adet bilet satışa sunulmuş. Bu arada 1 bilet alan kişinin, büyük ödülü kazanma şansını varın siz hesaplayın. Tabi bu çekilişte, büyük ikramiye de 80 milyon lira olarak belirlenmiş.
İstanbul gibi büyük illere çok sayıda ikramiye isabet etmekte. Ancak bu durumun, satın alınan bilet sayısıyla doğru orantılı olduğu unutulmamalı. Bazı bilet satan yerler(Nimet Abla v.b), belki de idare tarafından kazanan biletlere verilen ödüllerden çok daha fazla kazanç sağlamakta. Oysa insanlar, bu yerlerde sanki bir uğur aramakta, oranın uğuruna inanmakta.
Milli Piyango bileti alıp büyük ikramiye kazananları, bir bakıma temelsiz ev kuran müteahhitlere benzetmekteyim. Çünkü yerine oturmamış birçok taşın üzerine, belki de gökdelen dikmekteler. Bu yapının da sağlam olmayacağı aşikar. İşin başka bir tarafı da dini boyutu. İslamiyet’e göre bu gelir, haram bir kazanç türü. İnanışa göre, bu konuda yaşanılan tüm olumsuzluklar haram olmasından kaynaklanmakta.
Büyük para ödülleri, çoğu insanın hayallerini süslemekte. Belki de bilet alarak hayal kurmak hoşumuza gitmekte. Ancak kazanamamanın %99 olasılık olduğu, ve kaybetmenin hayal kırıklığına neden olacağı unutulmamalı. İnsanların bazıları ise, büyük ödülü kazanmanın pek de iyi sonuçlanmayacağı düşüncesinde. Onlara göre, ödülün üzerinde milyonlarca kişinin hakkı ve gözü bulunmakta. Bu gibi insanlar, çekilişlere pek yanaşmamakta.
BÜYÜK ÖDÜLÜ KAZANANLAR, SADECE ZENGİN Mİ OLUYORLAR?
Büyük ödülü kazananlar arasında; ödülü defalarca kazanıp işleri rast gitmeyenler, intihara sürüklenenler, ödül nedeniyle mezarı açılanlar(DNA testi için), ailesini kaybedenler, soğuktan donanlar gibi ilginç vakalar bulunmakta. Bu arada nadiren de olsa, işleri yolunda gidenlere de rastlanmakta.
Bazı talihlilerin kişiliğini, büyük piyango ödülleri bile değiştirememekte. Hayatlarını aynı tarzda sürdürmekteler. Büyük ödül kazananlar içinde, en saygın kişiler bunlar olsa gerek. Zenginlikleri onları değiştirmiyor. Belki de ödül kazanmanın olumsuz ve olumlu sonuçları; sonradan görmelerle, görmüş -geçirmiş insanların arasındaki farklılıklardan kaynaklanmakta.
Zenginlik demişken; komedyenlik ile zenginliğe ulaşmış olan Jim Carrey, anlamlı sözleri ile de tanınmakta. Bir sözünde ‘zengin olmak’ ile ilgili tespitini şöyle ifade etmiş:
“Dilerim herkes bir gün zengin ve ünlü olur ve hayalini kurduğu her şeye kavuşur; böylece aranılan esas cevabın bu olmadığını anlar.”
Bu söz aslında mutsuz zenginleri çok iyi özetlemekte. Bu söze göre; zengin ve ünlü olunsa da bu durum, mutluluğa sebep olmayabiliyor.
Bir bakıma bu sözde, Jim Carrey’i de sorgulamak gerekir diye düşünüyorum. Belki de Jim Carrey, ünlü ve zengin olmak için yanlış bir yol seçmiştir. Malum, diğer aktörlere göre komedyenler daha mutsuz görünmekte. Tıpkı palyaço örneğinde olduğu gibi. Palyaçolar, başkalarını güldürmekte ama mutsuzlukları ile dikkat çekmekteler.
Zengin bir hayat mı? Yoksa sade bir yaşam mı? Amacınızı siz belirleyin ama Milli Piyango biletleri, zengin olmak isteyen insanlar tarafından, oldukça fazla sayıda satın alınmakta. Hayallerine ulaşan insan sayısı ise sınırlı. Galiba bir tek Milli Piyango İdaresi emeline ulaşıp, kazancını arttırmakta. İlintili olarak, kumarhanelerde değişmez bir kaide var, buna göre;
“Kasa, her zaman kazanmakta”