Bu haftaki yazımı son yıllarda yaşanan ve hüsranla sonuçlanan bazı evlilik girişimleri üzerine yazmak istedim.

Bu haftaki yazımı son yıllarda yaşanan ve hüsranla sonuçlanan bazı evlilik girişimleri üzerine yazmak istedim.

Evlilik çağına gelmiş gençlerimiz hayat boyu beraber yaşayacakları kişiyi seçerken, kendi kriterlerine göre güya hassas ve titiz davranmaya çalışıyorlar. Üstelik kendilerini tecrübeli görüp ebeveynlerin görüş ve fikirlerini kaale almadan, bir ömür sürecekleri eşlerini arayıp bulma konusunda yalnız karar vermeyi ve  hareket etmeyi yüksek bir bilinç olarak kabul ediyorlar. Ama bence bu doğru değil. Gençler kendi yüzeysel değer yargılarına aldanarak hareket ettiklerinde sonu hüsranla biten izdivaçlara doğru yol alıyorlar. Bunun içinde Ebevenlerinden fikir almalıdırlar. Çünkü hiç bir anne baba asla evlatlarının mutsuzluğunu istemez.

Buradan önce kendi evlatlarımıza ve tüm gençlere sesleniyorum. Yüz güzelliği bir gün geçer, mal da biter makam da, önemli olan huy güzelliği, yüksek ahlak ve terbiye olmalıdır. Bunun için atalarımız yüzü güzele kırk günde doyarsınız. Huyu güzele kırk yılda doyamazsınız. Boşuna dememişlerdir. Ayrıca hayır duasının yanında hayat tecrübesinin aktarılması vardır. Bu şekilde davranan  bir evladın da mutsuzluğu çok nadirdir. Bunun dışında eşler arasındaki saygı ve mahremiyet sınırları asla ve asla zorlanmamalıdır. Çünkü kadınlar kendilerini seveni, erkekte kendisini sayan kadına aşık olur.

Ayrıca kızlarımızda olması gereken yüksek ahlak ve anne adayı olabilecek vasıflarla kendini donatması olmalıdır.

Genç erkek kardeşlerimiz ise, önce iş , sonra aş ve sonunda eş, kriterini takip ederek evlilik yoluna doğru ilerlemelidir.

Sonuç olarak gençlerimizden özellikle ricam, lütfen anne ve babalarınızında görüşlerini alarak bu yolda ilerleme sağlayıp, edep ahlak ve saygıyı kaybetmeden evlilik yoluna devam etmeleridir.

Rabbim gençlerimizi birbirini seven sayan ve edepli kişilerle izdivaç yapmayı nasip etsin inşallah.

Saygılarımla.