10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü (Bayramı) olarak kutlanan bir gündür. Bu günde bir iki göstermelik eğlence ve tebrikten öteye gidemiyor. Bazı kurum başkan ve amirlerinin devlet kesesinden gönderdiği birkaç çiçek de var!. Ben işsiz bir...

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü (Bayramı) olarak kutlanan bir gündür. Bu günde bir iki göstermelik eğlence ve tebrikten öteye gidemiyor.

Bazı kurum başkan ve amirlerinin devlet kesesinden gönderdiği birkaç çiçek de var!.

Ben işsiz bir gazeteci olarak bu satırları karalarken aklıma sık sık takılan ve benim üzerinde oldukça fazla düşündüğüm ‘SORUNLAR’ yani İŞSİZLİK, HAK GASPLARI ve İŞ GÜVENSİZLİĞİ vs. vs. vs. beni yine meşgul etti.

Bütün bu sorunlar üzerine düşünüp dururken sosyal medyada paylaşılan bir mesajdaki ‘Doğru ve Ahlaklı gazetecilik yapan’ cümlesi aklıma geldi.

Doğru ve ahlaklı gazetecilik yapan çok az sayıda gazeteci kaldığı bana göre doğru bir tespittir. Çünkü gazetecilik, gazeteci olmayan cahil ve zengin bir güruhun eline geçmiş durumdadır.

Bu güruh okuduğunu anlamayacak kadar cahil olsa da kendisini oldukça güzel pazarlayan tüccar kafasına sahiptir.

Bu kafa ile hareket eden bu güruh maalesef dünyanın en şerefli mesleğini en şerefsiz bir duruma düşürecek kadar cesur da… Umurlarında mı? Elbette değil!...

Bu da meslek ilkelerinin koruyucusu ve duyurucusu olan kalemin rahatlıkla satılığa çıkmasına neden oldu…

Tarafsız mı,?

Objektif mi,?

Gerçekçi mi,?

Yoksa ahlaklı mı?

Hayır, elbette bu saydığım özelliklerin hiçbirine sahip değiller…

Tersine oldukça taraflı,

Oldukça yalancı,

Oldukça ahlaksız bir durumdalar…

Bas parayı al sayfayı,

Bas parayı al programı,

Bas parayı al köşeyi,

Bas parayı al ekranı,

Velhasıl bas bas bas bir hale gelen meslek artık gazetecilikten çok reklam alanının en dibinde bir yere yerleşti.

O da ucuza yapılıyor.

Gel gelelim o cümlede geçen, ‘Doğru ve Ahlaklı gazetecilik yapan’ söylemine; peki bunu yapan gazeteci ağabeyler ve kardeşler neredeler?

El cevap: hepsi işsiz hepsi sahipsiz çalışan ise köle gibi üç kuruşa cahillerin hizmetine mecbur ediliyor…

Kıdem tazminatından tutun da fazla mesai saatlerine kadar HAK GASPI üzerine HAK GASPINA maruz kalıyorlar…

Bu GASPA maruz kalmalarının temel sebebi de başta belirttiğim doymak bilme açgözlü cahil güruhtur. Bu cahil güruh tüccar kafasıyla hakka tecavüz ederken diğer yandan günah çıkarmayı ihmal etmiyor.

Etmiyor, çünkü ‘İŞÇİNİN HAKKINI ALIN TERİ KURUMADAN TESLİM EDİN’ sözü onlar için ürkütücü bir boyuttadır.

Ondan dolayıdır ki GASP ettikleriyle karınlarını doyurur ve arta kalanlarıyla da ibadet ederler.

Yani haram temel üzerine kurulan binadaki daireye bir tuğla daha taşırlar. Ama bilmezler ki o tuğla cehenneme ulaşmalarında bir basamak olacak…

Peki, o mesajın sahipleri ne yapıyor;

Siyasetçidir beytül maldan hırsızlık yapar

STK’dır yalakalık ve gevşeklik yapar,

Bürokrattır siyasetçilere hizmet eder,

Vatandaştır etiket ve dedikodu yapar…

Ama yine de şerefiyle çalışan basın mensubuna sahip çıkmayı değil de dedikodu yapmayı ahlak dersi vermeyi tercih ederler.

Onlara da bir tavsiyede bulunmak isterim; önce adam sonra siyasetçi, bürokrat veya vatandaş olmak gerekir…

Çalışan ve çalışmayan bütün meslektaşlarımın bayramını kutluyorum…

Sevgiyle kalın..