Çocukların okula başlama sürecinde heyecanla tatlı telaş yaşanırken, özellikle annelerin endişe ve kaygıları artış gösteriyor. Kaygıların artmasıyla ebeveynler farkında olmadan çocuğuna hatta okulun işleyişine zarar verebiliyorlar....
Çocukların okula başlama sürecinde heyecanla tatlı telaş yaşanırken, özellikle annelerin endişe ve kaygıları artış gösteriyor. Kaygıların artmasıyla ebeveynler farkında olmadan çocuğuna hatta okulun işleyişine zarar verebiliyorlar.
Çocuğu okula başlayacak heyecanlı telaşlı annelerin sesini duyar gibiyim.
Eyvah çocuğum okula başlıyor! Çocuğum okula hazır mı?
Aslında siz hazır mısınız?
Çocuğunuzun büyüdüğünü okula başlayacağını kabullenebildiniz mi?
Okul seçimi konusunda hala emin değil misiniz?
Öncelikle okul seçerken kendi egolarınızı bir kenara bırakın. Çocuğunuzun akademik-sosyal ve zihinsel zekası gelişimi doğrultusunda hangi okula göndereceğinize karar verin. Kendiniz küçükken bale yapamadınız diye çocuğunuza bale dersi olan okulu seçip zorla bale dersleri aldırmaya kalkışmayın. Bedensel zekası zayıf, yüzmeden uzak bir çocuğu zorla suya sokmayın. Sizin zorlamalarınızla çocuğunuz milli yüzücü olmayacak. Akademik yönde güçlü akranlarına göre zihinsel zekası ileride bir çocuğu sosyal aktiviteleri yüksek olan matematik başarısından uzak okullara vermeyin. Hatta zorla aldırdığınız matematik dersiyle yine zorlayarak doktor yaptığınız çocuğunuz yüreği ve vicdanıyla ameliyata girmeyecek , iletişim becerileri bozuk hastanın yüzüne bakmadan reçete yazan, kasap edasıyla hastalarını tedavi etmeye çalışan bir doktor olacaktır. Evet çocuğunuz doktor olmuştur, siz çok mutlusunuz ama çocuğunuz mutsuz…Unutmayın herkesin çocuğu doktor, mühendis, avukat olmayacak. Özellikle annelere sesleniyorum egolarınızı frenleyin, bırakın mutlu oldukları yerde mutlu oldukları işi yapsınlar.
Doğru öğretmen seçme konusunda her yerden herkesten fikir almaya kalkmayın, araştırdıkça kafanız karışacak hata yapma olasılığınız artacak okuldan okula sürükleneceksiniz. Çocuğunuzun öğretmenini yönetmeye, kurumun işleyişine duygularınız doğrultusunda müdahale etmeye kalkmayın. Dört yılı birlikte geçireceğiniz öğretmeninizle sağlıklı iletişim kurarak birlikte hareket edin. Öğretmenlerinizi dinleyin sorun oluştuğunda çözüm odaklı ortak hareket edin. Öğretmeninizle, kurumla sağlıklı iletişim kurmanız aynı frekansa girmeniz çocuğunuzun süreci sağlıklı atlatmasına ve akabinde başarı sağlamasına yol açar.
Çocuğunuzu ilk gün, ilk hafta okula götürmeniz demek her gün okulda bekleyeceksiniz demek değildir. Çocuğunuz okulda sizin varlığınıza alışmadan okuldan ayrılın. İlk günün-günlerin heyecanını stresini çocuğunuza yansıtmayın, tatlı telaşın heyecanın tadını çıkarmaya bakın.
Çocuğunuzun heyecanını anlamaya korkularını gidermeye çalışın. Sorduğu sorulara tatmin edici cevaplar verin. Oyun çağından çıkarak bilmediği sosyal bir ortama dahil olan, akranlarıyla uyum sağlamaya çalışan çocuğunuz zaman zaman kurallara ve disipline karşı gelecektir. Kuralların neden niçin olduğunu anlayabileceği şekilde anlatın.
Çocuğunuz ilk haftalardan sonra hala uyum problemi yaşıyorsa okula göndermekte zorlanıyorsanız durumu mutlaka öğretmeniyle paylaşın ve özeleştiri yapmaktan kaçınmayın.
Çocuğunuzu öğretmenle korkutmaya çalışmayın.” Okula gitmezsen öğretmen kızar, çalışmazsan öğretmen kızar” vb söylemlerden kaçının. Bu şekilde söylemleriniz okuldan iyice soğutacak ve ilerleyen süreçteki akademik başarısını etkileyecektir.
Çocuğunuzun beslenmesine dikkat edin. Sabah erken saatte sağlıklı doyurucu kahvaltı yapmasını beklemeyin. Kahvaltıya zorlamak yerine yanına mutlaka sandviç verin. Eğer kurumun kahvaltı hizmeti varsa kahvaltı yapması doğrultusunda motive edin.
Çocuğunuz oyundan ayrılıp evinin hatta anneanne babaanne rahatlığını bırakıp okula gitmek istemeyebilir. En çok anneden ayrılma korkusu çocukta adaptasyonsuzluk yaratır. Çocuk belli bir süre sonra kendini iletişime kapatabilir ve kendi dünyasında yaşayabilir. Sakin, sabırlı ve kararlı yaklaşımla izah ederek okula neden gitmesi gerektiğini anlatın.
Oryantasyon sürecinde çocuğunuza okulla ilgili sıkça sorular sorup sıkmayın. Okulu, öğretmenini, arkadaşlarını tanımasına fırsat verin. Okula giderken yaptığınız hazırlıklara çocuğunuzu dahil edin. Sevin, şımartmadan sevin sevdiğinizi önemli ve değerli olduğunu hissettirin.
Yaşayacağı ufak tefek sağlık problemlerine hazırlıklı olun. Evinizde hijenik ortamda yaşayan çocuğunuzun bağışıklık sistemi okuldaki bakteri-virüslere karşı yenik düşebilir. Eskisinden daha fazla grip olabilir, ateşi yükselebilir. Bu durum karşısında kurumu, öğretmeni suçlamayın, kırk derece ateşle okula yollamayın.
Çocuğunuza “sakın kalemini krakerini kimseye verme” şeklinde yönlendirmelerde bulunmayın. İhtiyaç dahilinde arkadaşlarıyla paylaşabileceğini öğretin. Unutmayın sevgi, iyilik, yaşanacak tüm güzellikler ve insani değerler paylaştıkça çoğalır.
Sevgi dolu başarılı bir yıl dilerim.