İnsan bir döngü içinde doğar, gelişir, büyür ve belirli bir yaşa geldikten sonra içindeki enerji onu çalışamaya, üretmeye, çehresini değiştirmeye yöneltir işte o an o kişinin yaşam için sorumluluk...

İnsan bir döngü içinde doğar, gelişir, büyür ve belirli bir yaşa geldikten sonra içindeki enerji onu çalışamaya, üretmeye, çehresini değiştirmeye yöneltir işte o an o kişinin yaşam için sorumluluk bilincine eriştiği anlaşılır.

İnsanın hem fiziki hem de ruhsal olarak en verimli olduğu çağ 25-35 yaş arasıdır. Üreteceğiniz herhangi bir şey için fikir önemli olduğu kadar fikri fiziki olarak takip etmekte başarıyı tamamlayan önemli ögelerden biridir. Fiziki şartlarınızın olumsuzluğu başarınızı engelleyebilir. Onun için bir şeyleri başarmak için geç kalmamak gerekir hayata.

Üreten gençlik; ülkesi, İli, ilçesi, mahallesine kadar çevresindeki herkese gelecek için umut verir. Bir ülkenin gelecek nesillere taşınması genç nüfusa bağlı olduğu kadar üreten bir topluluk ile geleceğe adım atar. Hem genç hem de üreten olursa gelişmiş ülkeler listesine girmememiz kaçınılmaz olur.

Şimdi gelelim köşemizin başlığı olan Şanlıurfa için üreten gençliğe. Açık konuşmama gerekirse gençlik olarak bu şehirde dökülüyoruz. Bunu iki şeye bağlıya biliriz. Ya bu şehrin önde gelen genç olamayan insanların gençlere yer vermek istememesi ya da biz gençlik olarak üretmeyi, çalışmayı veya çehremizi değiştirmek istemiyoruz. Bunu başka açıklaması yok. Gençlik kafelerde, gençlik sokaklarda veya gençlik siyasi parti binalarında birilerinin çoğunluğu haline gelmiş durumda bir umut olarak siyasi bir mertebe almak ve hayat sınavını transit geçme çabası içinde. O işler öyle olmuyor o hayat sınavını geçmek zorundasınız. Bizi yöneten insanların geçmişine bakın kimsenin bu sınavı transit geçtiğini göremezsiniz daha ötesi ne cefalar çektiğini göreceksiniz. Onun için Urfa gençliği kendine yakışanı yapması gerekir ve enerjisini, zamanını bir şeyleri üretmek ve başarmak için harcamalıdır.