URFANATİK- Son günlerde merkez üssü Şanlıurfa’nın Haliliye ilçesinde şiddetleri 1 ile 3.2 arasında değişen çok sayıda deprem meydana geldi. Kimi zaman hissedilen depremler korku ve neden oldu.
Peş peşe meydana gelen depremler akıllara yeni bir fay hattı mı oluşuyor sorularını getirdi.
Urfanatik mikrofonlarına konuşan TMMOB Jeofizik Mühendisleri Şanlıurfa İl Başkanı Oğuzhan Çetinkaya, bir fay hattının oluşumunun milyonlarca yıl alabileceğini belirtti.
Harran ve Akçakale ilçelerinde beklenen 7 büyüklüğündeki depremle ilgili de konuşan Oğuzhan Çetinkaya, bu bölgelerde yıkıcı bir deprem riskinin düşük olduğunu söyledi.
HALİLİYE İLÇESİNDE MEYDANA GELEN DEPREMLERLE İLGİLİ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Haliliye ilçesinde meydana gelen depremle ilgili konuşan TMMOB Jeofizik Mühendisleri Şanlıurfa İl Başkanı Oğuzhan Çetinkaya, “Haliliye’de meydana gelen deprem verilerini incelediğimizde, büyüklük olarak genelde 1 ila 3 arasında artçı sarsıntılar olduğunu söyleyebiliriz. Bildiğimiz gibi 6 Şubat depreminde 500 yıllık enerji açığa çıktı. Büyük depremler sonrası levhaların yerleşme hareketi sonucunda oluşan artçı depremlerin normal olduğunu söylemek lazım. Tabi bu tür depremler genel anlamda tehdit oluşturmasa da sık sık meydana gelmesi halinde bunu, yerel zemin veya fay hatlarında gerilme birikmesinin göstergesi olarak algılayabiliriz” dedi.
ŞANLIURFA’DA YENİ BİR FAY HATTI MI OLUŞUYOR?
Yeni fay hattı ile ilgili konuşan Çetinkaya, “Şanlıurfa’da küçük çaplı 9 adet fay hattı olmasına karşın aktif ve büyük ölçüdeki Doğu Anadolu Fay Hattının Şanlıurfa’ya uzaklığı ortalama 110 km’dir. Özellikle Bozova İlçesinden geçen Bozova fayının son yaşanan depremler sonrası aktifleştiğini tahmin ediyoruz. Şu an daha çok Bozova Diri Fayı üzerinde çalışmalar yapılıyor” ifadelerini kullandı.
BİR FAY HATTININ OLUŞUMU NE KADAR SÜRE ALIYOR?
Bir fay hattının oluşum süreciyle ilgili bilgi veren Çetinkaya, “Bir fay hattının oluşumu, milyonlarca yıl süren uzun bir süreçtir. Faylar, yer kabuğundaki büyük kırılmalar ve hareketlerle ortaya çıkar. Yer kabuğunun farklı levhaları sürekli hareket halindedir. Bu hareketler sırasında, yer yüzeyindeki gerilim birikir. Bir süre sonra, yer kabuğundaki gerilim bir noktada o kadar yoğunlaşır ki, dayanma kapasitesini aşar ve kırılır. Bu kırılma, bir fay hattının başlangıcıdır” diye konuştu.
HARRAN VE AKÇAKALE İLÇELERİ İÇİN 7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM UYARISI
Harran ve Akçakale ilçelerinde beklenen depremle ilgili konuşan Oğuzhan Çetinkaya, “Doğu Anadolu fay hattı, Harran ve Akçakale’ye doğrudan bir etkide bulunmaz ancak büyük hareketlilikler, dolaylı olarak bu bölgelerde hissedilebilir. Aynı zamanda yakın çevresindeki Mardin Fay Zonu da zaman zaman küçük sarsıntılara sebep olabilir. Bu bölgelerde yıkıcı bir deprem riski düşüktür. Yine de özelikle yapılaşmada depreme dayanıklı tekniklerin uygulanması çok önemlidir” dedi.
BOZOVA FAY HATTINDAKİ SON DURUM?
Bozova fay hattı ile ilgili de konuşan Çetinkaya, “AFAD ve MTA'nın hazırladığı yürütücülüğünün de TÜBİTAK’ın üstlendiği Bozova Fay hattında çalışmalar devam ediyor. Atatürk barajına yakınlığı dolayısıyla Bozova fayı araştırması öncelikli fay olarak belirlendi. 30 km uzunluğundaki fayda,5 bölgede kazılan hendeklerde araştırmalar devam ediyor. Çıkacak olan laboratuvar sonuçlarından sonra Bozova fay hattıyla ilgili kapsamlı bir rapor sunulmasını bekliyoruz” diye konuştu.
EGE DENİZİNDEKİ DEPREMLER HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Son günlerde Ege Deniz’inde meydana gelen depremlerle ilgili konuşan Başkan Çetinkaya, “Ege denizinde Santorini adasında 500’den fazla depremin kaydedildiği bölgede en büyüğü 4,9 şiddetinde derinliği 20 km bulan depremler meydana geliyor. Bu bölgede yaşanacak 7 şiddetindeki veya üzeri depremler tsunamiye neden olabilir ve bu durumda Güney Ege kıyılarında Bodrum ve Datça gibi ilçelerimizi etkileyebilir. Dikkatli olmamız lazım” dedi.
SON OLARAK EKLEMEK İSTEDİĞİNİZ BİR ŞEY VAR MI?
Son olarak vatandaşlara çağrıda bulunan Oğuzhan Çetinkaya, “Deprem doğal bir olaydır, afete dönüşmemesi bizim elimizdedir. Deprem ile yaşamayı öğrenmeli ve tedbirlerimizi en iyi şekilde almalıyız. Ağır hasarlı binalarda kesinlikle yaşam alanı oluşturmamız lazım olası ufak artçı depremlerde bile yıkım ve can kaybı yaşanabilir. Vatandaşlarımızın, bulunduğu yapılar hakkında özellikle şu sorularda bilgi sahibi olması lazım. Bina ne zaman yapılmış? Zemin etüdü var mı? Statik projesi var mı? Yapı denetim hizmeti almış mı? Bunların cevaplarını bilmemiz lazım. Dünya genelinde jeofizik sismoloji dalında çalışma yapan bilim adamları fay hattının 2000km derininde çalışmalar yaparken, bizler tam aksine fay hatlarının doğurabileceği olumsuz sonuçları analiz etmeden, şehirlerimizi yapılaşmaya elverişsiz olan ovalara, tarım arazilerine kurduğumuzdan deprem ve diğer doğal afetlere hazırlıksız ve dayanıksız kentleri kendi ellerimiz ile oluşurmuş olduk. Bu tür sorunları sorun olmaktan çıkarmak için Bilimi kılavuz edinmek gerekir. Mühendisliğin amacı doğaya karşı koymak değil, doğayla uyum içerisinde yaşayıp, yeni yerleşim alanlarımızı Bilime Doğaya ve Uluslararası normlara uygun hale getirmeliyiz” ifadelerini kullandı.