Televizyon, akıllı telefonlar, internet aracılığıyla kullanılan facebook, twitter, instagram, youtube, bilgisayar oyunları, pinterest, WhatsApp vb. sosyal medya araçları, aile fertlerini birbirinden uzaklaştırdığı inkâr edilmeyen bir gerçektir....

Televizyon, akıllı telefonlar, internet aracılığıyla kullanılan facebook, twitter, instagram, youtube, bilgisayar oyunları, pinterest, WhatsApp vb. sosyal medya araçları, aile fertlerini birbirinden uzaklaştırdığı inkâr edilmeyen bir gerçektir.

Ailelerinden beklenen ilgiyi görmeyen çocuklarımız, ergenlik çağındaki gençlerimiz beğenilmek veya farklı olmak için toplumsal hayatta görmedikleri saygıyı ve ilgiyi sosyal medyada aramaktadırlar. Tüm bu olumsuzluklara rağmen…

Yılda iki defa düzenlenen veli toplantılarına bile gelmekten erinen ebeveynlerimiz! Çocuklarınızın servis, yemek, kitap, kalem, silgi, çanta, dershane masrafları vs. ihtiyaçlarını karşılayarak onlara karşı görevlerinizi yerine getirdiğinizi zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Unutmayın ki tüm bunlar çocuklarınızın hayatını devam/idame etmesini sağlayabilir, lakin hayata tutunmaları için yeterli olmayacaktır. Onlar için belki de yeme, içme, barınmanın da ötesinde gerekli olan gıda, hiç şüphesiz sıcak bir İLGİDİR.

Çocuklarına gereken ilgiyi gösteremeyen ebeveynlerimizin muzdarip olduğu konu; “Çocuklarımız her gün saatlerce televizyon izliyor, telefonla uğraşıyor, nette giriyor, bilgisayarın başından ayrılmıyor vs. gibi söylemlerdir.” peki; sizler, akşam eve geldiğinizde televizyonu, bilgisayarı, telefonu kısacası tüm elektronik cihazları kapatıp bir saat da olsa çocuklarınıza zaman ayırdınız mı, onlarla empati/duygudaşlık kurdunuz mu, onlarla istişare ettiniz mi, onlarla birlikte kitap okuyup sohbet ettiniz mi? Onları karşınıza oturtup oğlum veya kızım;” Bugün ne yaptın, günün nasıl geçti, dertlerini anlayabiliyor musun, bir sıkıntın var mı, arkadaşlarınla aranda bir sorun var mı?” gibi sorularla muhatap kıldınız mı?

Bizim en iyi yaptığımız şey;” Sınavdan kaç aldın, yaramazlık yapma, sen adam olmazsın, okumazsan sürünürsün, komşunun oğlu daha iyi, seni doğuracağıma taş doğursaydım, sus, sen bilmezsin, ders çalış...” gibi rencide edici, dışlayıcı, kıyaslayıcı, ego zedeleyici ithamlardır.

Davranışlarımızla çocuklarımıza örnek olmak yerine, onlara daima tutuk çekeriz. Unutmayalım ki çocuklar sizin iki dudağınız arasında çıkan kelimelerden ziyade ayaklarınıza bakar, sizler onlar için bir modelsiniz. Her türlü davranışınız onların geleceğini temellendiren bir tuğladır.

Risale-i Nur’da:”Sağlıklı bir aile hayatı ve sağlıklı çocuklar için aile içinde istişarenin/danışmanın temel kılınması, aile fertlerinin birbirlerine karşı empatik yaklaşarak birbirlerini dinleyebilmeleri, kavli leyyin(tatlı, yumuşak sözle) ile davranmaları, tutarlı davranışlarda bulunmaları tavsiye edilmiştir. Ebeveynlerin çocuklarına karşı, iyi örnek olmaları, kırıcı eleştirilerden kaçınarak motive edici olmaları, olumlu davranışlara dikkat çekmeleri, kişiye değil davranışa eleştiri getirmeleri…” dile getirilmiştir

.

Ayrıca çocuklar, ebeveynlerin üzerlerinde tahakküm/baskı/zorbalık kurabilecekleri zayıf yaratıklar değil, Allah’ın emaneti olan fertler hükmündedir. Cenab-ı Hakkın sonradan gönderdiği bu küçük ev arkadaşlarına karşı baskı ve tahakkümle değil, sevgi ve haklarına saygıyla yaklaşılması gerektiği vurgulanmıştır.

O halde çocuklarımıza zaman ayırıp onları sosyal medya; her ne kadar ismi sosyal medya olsa da gençleri yalnızlaştıran, arkadaşlarıyla dışarıda geçirdiği zamanı kısıtlayan, ailesinden uzaklaştıran, asosyalleştiren sağlıksız bir yaşantıya zemin hazırlayan bu ortamdan çekip almanın zamanı gelmedi mi? Vesselam…