Hazırlamakta olduğum 2. Kitabımda dünya istihbarat örgütlerinin çalışma yöntemlerini en ince ayrıntılarına kadar kaleme aldım. Konu hakkında yaptığım araştırmalar esnasında en çok ilgimi çeken konulardan biri 'Çölün Kızı”...
Hazırlamakta olduğum 2. Kitabımda dünya istihbarat örgütlerinin çalışma yöntemlerini en ince ayrıntılarına kadar kaleme aldım. Konu hakkında yaptığım araştırmalar esnasında en çok ilgimi çeken konulardan biri “Çölün Kızı” adlı kadın casusun hayatıydı. Sizlerin de ilgisini çekeceğine inandığım kadın ajanın hayatından bir kesiti köşemize aktarıyorum.
Ünlü Stratejik İstihbaratçı “Çölün Kızı” Bell
(1868-1926)
“Stratejik istihbarat alanın da birçok görevde bulunan ve
başta Osmanlı olmak üzere Ortadoğu’da birçok ülkeyi gezip fotoğraf çeken ve yaşadığı tüm olayları, ilişkileri günlüğüne aktaran arkeolog
kadın casusu yakından tanımak gerektiğini düşünmekteyim.
Gerçek adı Gertrude Margaret Lowithan Bell olan İngiliz asıllı tarihçi, birinci dünya savaşı sonrası Irak’ın kurulmasında büyük rol oynamış bir ajandır. 1868’de İngiltere’de dünyaya gelen Bell, Oxford Üniversitesi “tarih” bölümünü üstün dereceyle bitirmiştir. Bell birinci dünya savaşının yaşandığı yıllarda Arap isyanında ön cephede yer almış ve Türk varlığının son bulması için çabalamış bir ajan olarak isminden söz ettirmiştir..
Dönemin İngiltere kraliçesi, okuduğu üniversiteyi dereceyle bitiren Tarihçi-Arkeolog Bell ile iletişime geçmiş ve kendisini haber alma örgütüne davet etmiştir. İlk görev olarak dünya ülkelerine gidip oraları tanıması ve yaşadıklarını hatıra defterine aktarmasını istemişlerdir. Arap coğrafyasında süren çalışma sürecinde Arapça dilini çok iyi bir şeklide konuşmaya başlamıştır. Bell arkeolog arkadaşı Ramsay ile Kudüs civarın da bulunan arkeoloji bölgelerini tespit edip harita olarak yayınlaması istihbarat örgütleri bünyesinde değerinin artmasına neden olmuştur.
Bell bu çalışmasından sonra özel eğitime tabi tutulmuş ve tek görevi Türklere karşı başlatılan isyanı yönetmek olan Arap İstihbarat Bürosunda görevlendirilmiştir.
1921 yılında Mezopotamya’nın geleceği için toplanan konferansa katılan Bell, konferansta Irak’ın sınırlarını tek başına çizmiş ve yeni kurulacak devletin başına Arap isyanında başrol oynayan Şerif Hüseyin’in oğlu Faysal’ın gelmesine karar vermişti. Bell’in raporları doğrultusunda tahta geçen Faysal uzun bir dönem Ortadoğu’da önemli çalışmalara imza atmıştı. İngiliz himayesinde kurulan Irak’ın baş mimarı olan Bell, Arap dünyasında bir kahraman olarak anılmaya ve muamele görmeye başlamıştır. Araplar Bell’i “Çölün Kızı” olarak anmaktadırlar.
Yaşı bir hayli ilerleyen Irak’ın kurucusu sayılan arkeolog ajan Bell, siyasi kimlikten arınarak asıl mesleği olan tarihi arkeolojiye geri dönmeye karar vermişti. 1923’te Bağdat’ta müze kuran Bell İngiltere’ye dönmedi ve 1926 yılın da aldığı sakinleştiricinin etkisiyle Bağdat’ta gözlerini hayata yumdu ve İngiliz mezarlığına defnedildi.