Urfa’da birçok inanış, aynı zamanda çok sayıda etnik grup var.

Urfa’da birçok inanış, aynı zamanda çok sayıda etnik grup var. Bu çeşitlilik sizi yanıltmasın. İnanç ve ırk çeşitliliği olsa da bunların çoğu burada, asimile olmuş durumda. Çoğu kültürel yapı, kendisini bu şehirde çok rahat ifade edememekte.

   Ortalama verilere göre (Suriyeli’ ler gelmeden önce);

   Urfa: %40 Kürt

             %35 Arap

             %10 Zaza

             %10 Türk-Türkmen

             %  5 diğer etnik unsurlar

gibi ırklardan oluşmakta idi. Bir de inanç farklılıkları var tabi. Bu farklı gruplar, burada büyük bir uyum içinde yaşamakta. Ya da yaşamak zorunda kalmaktalar. Malum feodal yapı, onlara başka seçenek bırakmamakta. Feodal yapının olumlu yansımalarından biri de bu olmalı; Belki de olumsuz!

   Dünya’da hristiyanlığın resmi din olarak kabul edildiği ilk yer Urfa. Zamanında hristiyanlar, burada hacı  bile olmaktalarmış. Yıkık ta olsa, hala kiliseler mevcut, bazı kesimlerde. Ermeniler mahallesi de varmış, eskiden. Süryanilik te hala devam etmekte. Ermeniler ve Süryaniler, kendilerini kamufle etmiş bir durumda;  şu zaman. Kimileri ise asimile olmuş görünmekte. Urfa Hristiyanlar için kutsal bir şehir olmuştur, her zaman.

   İnanç gruplarından biri olan, yezidiler bile var burada. Urfa’da, Viranşehir’in  bazı köylerinde yaşamakta bunlar. Çok eski zamanlardan beri Yezidilerin, şeytana taptıklarına inanılmıştır. Bu yüzden, çok ta tepki toplamışlardır. Ancak, onlar şeytana tapmamaktalar. Şeytanın varlığını yok sayarlar ve adını bile anmak istemezler. Adı kullanılırsa, bunu hakaret sayarlar. Kutsal kitapları, Mashaf-ı Reş (Kara Kitap) ve Kitab el celve dir. Başkaları ile evlenip soylarını bozmaları yasaktır. Yezidi değil de Ezidi olarak anılmak isterler.

YAHUDİLER DE URFA’YI BENİMSEMİŞ DURUMDA !

   Urfa’da yaşayan, bir başka dini grup ta Yahudiler. Yahudiler’in de bu şehirde mahalleleri varmış, önceki zamanlarda. Yahudiler’de “Vadedilmiş topraklar” inancı  vardır. Bu, onlara Kutsal Kitapları Tevrat tarafından bildirilmiş. (Onların inanışına göre) Nil Nehri’nden Fırat Nehri’ne kadar olan topraklar, onların olacaktır. Bu yüzden İsrail’den gelip, Urfa’da toprak bile satın almaktadırlar. Bu inanış, Tevrat’ın Tekvin Kitabı 15. Bab’ında anlatılmaktadır.

   Urfa’nın içindeki etnik ve dini oluşumlar, Suriyeliler’in gelmesi ile değişmiştir. Şehirdeki  Arap yüzdelik dilimi oldukça artmıştır. Ancak Suriye Araplarının, Urfa Arapları’ndan oldukça farklı bir tarzları var. Çünkü misafirlerimiz, çok uyumlu bir tablo çizememekteler. Bu grup,  asilikleri ile ön plana çıkabilmekte. Bu hem sosyal yapıyı, hem de kültürel yapıyı oldukça etkilemekte. Dengeler çok farklılaşmış bir durumda.

   İnsanlar, bu şehirde farklı farklı inanış ve etnik yapılarda olmaya devam edecekler. Buna rağmen, hala birbirlerine karşı yardımsever ve cömertler. Her ayrı grubun bireyleri, yandaşları ile mutlu gözükmekte.’ Şu ırk, kesin şu inanışa sahip’ diyemiyoruz. Veya ; ’ şu inanıştan olan kimse, kesin bu millettendir’ demek de mümkün değil. Ancak herkes tarafından orta bir yol izlenmekte bu memlekette. Özet olarak  burası, kutuplaşmanın ender görüldüğü şehirlerden biri. Ya da sadece görüntü öyle.