İnsanoğlu fıtratı gereği güzel bir varlıktır. Bunu taçlandıranda güzel ahlakıdır. Doğumundan ölümüne kadar bilgisi, fikri, inancı ile faydalı işlere imza atması gerekmektedir. Bunun içinde olmazsa olmazı saygılı, edepli, ferasetli , ağır başlı ve  efendi olmaktan geçer.

İnsanoğlu fıtratı gereği güzel bir varlıktır. Bunu taçlandıranda güzel ahlakıdır. Doğumundan ölümüne kadar bilgisi, fikri, inancı ile faydalı işlere imza atması gerekmektedir. Bunun içinde olmazsa olmazı saygılı, edepli, ferasetli , ağır başlı ve  efendi olmaktan geçer. Ama gelin görün ki günümüzde ahlaki değerler gerek yaşantıda, gerek iş hayatında gerekse sosyal medyada bozulma, utanma, arlanma duyguları kaybolmaya yüz tutmuş hale gelmiştir. Bunun sebebi de vicdan duygusunu yitirmesidir. Haliyle ahlaksızlık baş gösterir. Oysa ahlaklı insan yaptıklarından dolayı en küçük bir hatada rahatsızlık, utançlık ve pişmanlık duyar. Aslında Ahlaklı olmak ne mala ne servete ne mevkiye ne de makama bakar. Ahlak insanın karakterin de olur.

Çünkü ahlak deyince aklımıza dürüstlük gelir. Verdiği sözü yerine getirmek gelir. Yalan, riyakarlık yapmamak gelir. Ama günümüzde artık bunu bile insanlarda arar oldu. Sahtekarlık, çıkarcılık, menfaat ön safhalarda maalesef.

Ayrıca ahlaklı olmak aileden başlar. Bu konuda ebeveynlere çok büyük görevler düşer. Çocuklarını yetiştirirken onlara birer örnek insan olmaları gerekir. Doğruyu, yanlışı, iyiliği onlara en güzelinden anlatarak vatanına ahlaklı, erdemli birer insan yetiştirmek ana görevleridir. Bunu başardıklarında  onlar içinde en büyük onur verici bir duygudur.

Bakın peygamberimiz bir hadiste şöyle buyuruyor; “Kıyamet gününde mü’min kulun terazisinde güzel ahlâktan daha ağır bir şey bulunmaz. Allah Teâlâ çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyen kimseden nefret eder.” (Tirmizî, Birr 61)

Veya “Hayırlınız, ahlâkı güzel olanınızdır.”

Saygılarımla.