Depremin üzerinden günler geçti. Ben sorumluluk alan, kendisini suçlu gören bir yönetici veya siyasetçi görmedim, siz gördünüz mü?
Depremin üzerinden günler geçti. Ben sorumluluk alan, kendisini suçlu gören bir yönetici veya siyasetçi görmedim, siz gördünüz mü? Ortada bu kadar can kaybı varken, yapımına izin verilen kâğıttan binaların yapım iznini kim verdi? Denetlendi mi inşaat aşamasında? Olanı, biteni kadere bağlayıp yolumuza mı bakacağız? Yoksa 1999’ da ki depremde olduğu gibi bir Veli Göçer bulup kurban mı edeceğiz? Deprem olan şehirlerde bazı müteahhitler gözaltına alındı, tutuklandı hukuki sürecin nasıl devam edeceğini takip edip, göreceğiz.
Basına ve sosyal medyaya düşen görüntülerde, yıkılan bazı binaların, giriş katındaki işyerlerinin binayı ayakta tutan kolonları kestikleri anlaşıldı. İçinde bulundukları işyerinin içini genişletmek için o kolonları kesenler bina da yaşayanların ölümüne sebebiyet vermemiş midir? Giriş katında işyeri bulunan binalar depremden daha mı çok etkilendi?
Asgari bir yıl içerisinde depremde yıkılan yapıların yeniden inşa edileceği vadedildi. Depremden önce de ekonomik durumumuz iç açıcı değildi. Depremin ekonomiye etkisi yapılan ilk analiz ve tahminlere göre elli milyar dolar olarak belirlendi ancak net rakamlar önümüzdeki süreçte belli olacaktır.
Bu felakette iki kesimi asla unutmayacağız. Birincisi yardım seferberliğinde canla başla çalışıp depremzedelere yardım götürenler ve yardım gönderenler. İkinci kesim ise yağmacılar ve hırsızlar. Bu insanlara dikkat etmek lazım, ülkenin başına böyle bir felaket gelmesini adeta fırsat bilip hırsızlık ve yağmacılık yapan bir zihniyet, bu ülkeyi her fırsatta sırtından vuracaktır. Bundan bir asır önce düşmanla işbirliği yapan zihniyetten hiçbir farkı yok bu zihniyetin.
Tüm bu olanlardan bir ders çıkaracak mıyız? Yoksa balık hafızamıza yenik düşüp, üç beş sosyal medya paylaşımı ve birkaç hamasi söylemle geçiştirip hayatımıza devam mı edeceğiz? Hayat mütemadiyen kendisini tekrarlar, isimler değişir ama yaşananlar hep aynıdır.