Yada daha bir düzgün dille yazalım; Siverek Devlet Hasta Hanesinden ne haber? Hangi dilde hangi şivede yazarsak yazalım.

Yada daha bir düzgün dille yazalım; Siverek Devlet Hasta Hanesinden ne haber? Hangi dilde hangi şivede yazarsak yazalım. Maalesef iyileşmeye gittiğimiz zaman, sinir sistemimizi bozan bu şifahaneden şifa bulmadan geri gelmek zorunda kalıyoruz. Üç yüz bin kendi nüfusu, çevre ilçelerden şifa bulmak için xestahanamıza güvenip gelen hasatları da katarsak yaklaşın 350 bin nüfusa hizmet veren hastanenin durumu hiçte iyi değil. Kendi derdi olan ya da hasta bir kurum veya birey kendisi sağlıklı olmayınca kime şifa olacak?

Diğer gazeteci arkadaşlarda yazdı. Hastanenin eksiklerini, başka bir deyimle hastaların şifa beklediği yanlarını onlar da yazdı, ben daha farklı bir şekilde aynı sorunları uzun uzadıya anlatarak sizleri sıkmak istemiyorum.

Bu yaz doktor, hemşire ve tüm çalışanlar tabi ki şifa arayan vatandaş ciğer gibi sıcaktan şiş kebap oldular, abartılı mı oldu? Meseleyi biraz daha yumuşatalım.

Sağlıkçıların tamamı kan ter sıcaktan bunalarak vatandaşa hizmet vermeye çalıştı. Yani sıcaklık sınıf mevki ayrımı yapmadan hepsini bunalttı. Soğutma sistemi yaz boyunca çalışmadı. Koca Sağlık Bakanlığı şehir hastaneleri kurarken benim xeste hanemi düzeltemedi. Milyarlık doğrudan temin yapan hükümet, hastanenin soğutma sistemi için ihaleye çıkacaktı, sahi ihaleye çıktılar mı? İhale işini kendisinde bir sağlıkçı olan Siverek’in milletvekili olarak bize tepside sunulan vekilimiz Twitter hesabından müjdeyi verdi.

Dönemin Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar, Siverek İl Yapma ve Kalkındırma Derneği mücadeleleri sanki bu kazanımda gazetecilerin payı yokmuş gibi davranarak öncelikle bir anjiyo ünitesinin kurulması için çaba gösterildi. Bu çabanın en büyüğü Sağlık Bakanıyla bire bir görüşen Sayın Gülpınar’a aittir.

Aradan aylar değil, yıl geçti. Sonuç mu? Anjiyo malzemeleri xestehanede yati…  Siverek’in yüz ölçümü ve  nüfusunu anlatıp kafa şişirmeyelim, değerli Siverek’in vekil Profesör Abdurrahim Dusak, hepimizden daha iyi biliyor kalp krizi geçirenler için zamanın şifa zaman kaybının Azrail olduğunu. 

Yine nüfus hasta potansiyelli edebiyatına girmeden anlatayım, acil bölümüne abartısız bazen gecede 500 hasta geliyor, bıçaklama, kurşunlama ve taşla, sopayla kafası yarılanlarda dahil. Kısaca acil bölümü hastalara şifa vermekten çok sıraya girenlerin SİNİRLERİ bozuyor. Yani acil bölümü yetersiz. Yeri gelmişken hatırlatayım, birkaç yıl önce Sağlık Bakanlığının üst düzey bir Siverekli bürokrat acilin genişletilmesi ve modernizasyonu için ödenek çıkardı. Ödenek amacı dışında kullanıldığı iddia ediliyor.

Çocuk nüfusumuzdan uzun uzadıya söz etmeyeceğim. Yılda Siverek’te 12 bin bebek dünyaya geliyor. Sıkıntılı doğum vakaları çevre illere gönderiliyor. Hamillere bir yerde Azrail’in vicdanına bırakılıyor. Avazımız çıktığı kadar bağırdık, aman havar… Siverek kadın doğum hastanesi yapılsın sesimizi duyan olmadı.

Nedense sesimizi duyuramıyoruz. Birilerini sorunlarımız için kulaklarına pamuk mu tıkamış yada biz adam gibi bağıramıyor muyuz?

MİLLETVEKİLİNİN SESİNİ DUYAN VAR MI?

Seçimler döneminde Şanlıurfa Milletvekili adayı olan ancak kendisi ilçede yapılan her toplantıda kendisinin Siverekli olduğunu Siverek’in sorunlarını yakından bildiğini anlatıyordu. Akademisyen oluşu özelikle sağlıkçı oluşu beni umutlandırmıştı. Tabi o umutlarım sele kapılıp gitti. Malum iklim değişikliği sellere neden oluyor. Marmara depreminde hepimizin kulaklarına adeta küpe olan o sözler "sesimi duyan var mı?" Bende Sivereklilere soruyorum, Siverekli olduğu için profesör olduğu için inanıp oy verdiğiniz Sayın Siverek milletvekili Profesör Abdurrahim Dusak'ın sesini duyan var mı?

Ben sizi yoruyorum. Ben cevaplayayım bir iki twit dışında ben sesini duymadım. Duysaydım bugün bu yazıyı yazmazdım. Bu devletin xestehanası bu durumda olmazdı, bu halk ve kendisine oy verenler perişan olmazdı.

Sayın vekilim ses ver, sorunları çözdüm de beni utandır….