“İnsan” yorula, yorula yürür…
“İnsan” yorula, yorula yürür…
Kırıla, kırıla’da büyür…!
“Kalp kırmak, kabe yıkmak gibidir “demiş peygamberimiz(s.a.a)…
Ve yine demiş ki” Kalp kırmak Allahu Teala’yı incitmektir”…
Ne mutlu, İnsanları incitmeden,
Ağızdan çıkan Kelimeleri,
Balı zehre çevirmeden,
Karşısındakine saygıyı elden bırakmadan,
Sözü incitmeden, ses tonunu yükseltmeden,
Kelimeleri nazikçe seçerek,
kalp kırmadan konuşabilen İnsanlara…
“Şüphesiz insanın dili her hayrın ve kötülüğün anahtarıdır, mümin biri altın ve gümüşünü koruduğu gibi dilini korumalıdır” der…
İmam Muhammed Bakır(a.s)
Dil insanı hem yükseltir hem alçaltır.
Dilden kalbe giden ince bir yol vardır.
Ya orada yara açar, yada gül zambak bırakır.
Dilin yarası derindir, kalpte ve ruhta iz bırakır.
Hz. Ali (a.s)der ki: "Kılıçların açtığı yaralar iyileşir fakat dilin açtığı yaralar iyileşmez."
İnsan sözünü, kuyumcu terazisi hassasiyetiyle tartıp söylemeli ki zülfü yâre dokunmasın…
İnsan sözünü dil ile söyler, sözün iyi olursa, yüzünde parlar kalbimde yumuşar…
Her insan bir cevherdir işlendiği zaman mücevher olur..!
Kül’ün yaktığına şahit olmayan insanlara;
”Gül’ü anlatamazsınız”…
Birine bir lütufta bulunurken; yanında bir de tebessüm ilave edin ki gönül teli çok hasattır kırılmasın ve dikkatlice baktığınız zaman insanların yüzüne yalnızca çiçekleri görmekle kalmazsınız; çiçeklerin kokularını da duyarsınız
Topraktan gelip çömlek olduğunuzu bilirseniz,
bir gün gelip kırıldığınızda üzülmezsin…
Allah’ım Uzak tut!…
İçi başka, dışı başka, Dili başka, kalbi başka insanların şerrinden koru bizleri
tatlı dilli görünüp çirkin konuşandan, yüzüne gülüp arkandan kuyu kazandan, en çokta kalp kırmaktan utanmayan cahil insanlardan uzak tut bizi Rabbim…