Yine bir Ramazan ayının daha sonuna geldik.
Yine bir Ramazan ayının daha sonuna geldik.
Rabbim tutulan oruçları kılınan namazları, edilen niyaz ve sadakaları makbul etsin.
Bugün arefe yarın bayram. Buruk bir Ramazan Bayramı derken hüzünlü bir bayram yaşayacağız. 6 Şubat depreminden sonra Güneydoğu ve Şanlıurfa'da meydana gelen sel felaketinde hayatını kaybeden on binlerce can ortada duruyorken geride kalanların zor şartlarda yaşam mücadelesi verirken, çadırlarda orda burada yaşayan insanların hali ortadayken nasıl bayram kutlayacağız.
Düşünün;
Kimisi ailesini kaybetmenin acısıyla, kimisi evi yıkılmış artık bayramda kapısını açacak bir evi olmayışının acısıyla bayrama girecek. Onlar için bayramın var olduğunu ve bayram tadında günler yaşarlar diyebilir miyiz.
Hatta çoğu zaman eski bayramlara özlem duyardık.
Hep derdik ya nerde o eski bayramlar ?
Şimdi çok uzağa gitmeden geçen seneki bayramı bile arar olduk.
Zevkle pişen yemekleri. Dolup taşan camileri ve birbirine sarılan ana ve evlatları göremez olduk.
Tamam !
Belki devletimiz elinden geleni yapıyor. Ama yeterli değil. Sarsılan hayatları yaşanan travmaları kim tamir edebilir. Uzun zaman alacağa da benziyor.
Bu durumda bize düşen, başta devlet yetkilileri olmak üzere STK'lar ve halk birlikte el ele vererek yaraların sarılmasına yardımcı olmalıdır.
Sonuç olarak bir daha bu felaketlerin yaşanmaması dileğiyle Milletimize Bayram tadında bayram günleri temenni ederken hala cenazelerine ulaşamayan ve kayıp olan depremzedeler içinde devlet yetkililerini daha ciddi şekilde çalışmak için göreve davet ediyorum.
Esenlik ve huzur içinde kalınız.
Sevgi ve saygılarımla.