24 Temmuz 1923’ te imzalanan Lozan Barış Antlaşmasının üzerinden yaklaşık bir asırlık zamanın geçmesine rağmen halen tartışılmakta, kimi zaman siyasi iktidarların ve siyasilerin beslendiği bir tartışma kaynağı olmakta ve olmaya da devam edecektir

   24 Temmuz 1923’ te imzalanan Lozan Barış Antlaşmasının üzerinden yaklaşık bir asırlık zamanın geçmesine rağmen halen tartışılmakta, kimi zaman siyasi iktidarların ve siyasilerin beslendiği bir tartışma kaynağı olmakta ve olmaya da devam edecektir. Lozan hezimet mi yoksa zafer mi? Gizli maddeleri var mı? Ve halkın arasında konuşulan efsaneye ‘’anlaşma yüz yıllıktır ve 2023 yılında anlaşma sona erecektir, ülkemiz bir anda yer altı zenginliklerine kavuşacağı’’ kimi zaman hararetli konuşmalarla şahit olmaktayız.

   Nedense millet olarak araştırma, okuma ve düşünme yerine efsanelere, gizeme kulaktan duyma söylemlere daha çok inanmaktayız. Lozan Barış Antlaşmasının tam metnine ulaşmak için herhangi bir izne gerek yok. Hepimizin elinde bulunan akıllı telefonlardan Google’ a ‘’lozan’’ yazmamız yeterli karşımıza dört milyon yüz altmış bin sonuç çıkmakta ve birçok alanında uzman tarihçinin antlaşma metnini yorumladığı kaynaklara yine taraflı ve tarafsız söylemlere de ulaşmak mümkün. Unutmayalım ki bir konu hakkında bilgi sahibi olmak o konuyla ilgili kandırılmanın önünde ki en büyük engeldir.

   Yer altı kaynakları şüphesiz ülkelerin refahı açısından çok önemli dinamiklerdir. Petrol ise bunların başında gelmektedir. Ülkemiz de, 12. Uluslararası Enerji Kongresi'nde yapılan açıklamaya göre petrol ihtiyacımızın %8 kadarını özellikle Batman’ da ki sahalardan çıkarmaktayız. Yani yer altı kaynaklarımızı kullanabilmekteyiz. Odaklanmamız gereken bu ve diğer yer altı zenginliklerimizi bulacak, çıkaracak ve işleyecek teknolojiye ülke içerisinde sahip olmamız. Bunun için çalışmalı ve teknoloji firmalarının pazarı haline gelmemeliyiz, bu husus sesimizi yükseltip alçaltmaktan daha önemli. Başardığımızda sesimizi yükseltebilecek güce sahip olmamıza en büyük katkıdır. Ekonomimiz bir tweet ile sarsılmamalıdır.

   Yazımı bitirirken yakın zamanda izlediğim ve dünya genelinde petrol şirketlerinin nasıl hükümetleri devirdiğini, istedikleri yasaları nasıl çıkardıklarını, ülkelerin kendi petrollerini kamulaştırdıklarında başlarına neler geldiğini, Sovyetler Birliğinin Suudi Arabistan eliyle nasıl dağıtıldığını ve çok daha fazlasını tanıklarıyla röportaj da yaparak oluşturulan belgeseli tavsiye ederim. ‘’Yedi Kız Kardeşin Sırrı’’ isimli belgesel dört bölümden oluşmakta ve İçin de bulunduğumuz sokağa çıkma yasaklarında izlemeniz dileğiyle.