Bir millet kendi özüyle vardır. Bunun da adı yerli ve milli olmaktır. Yerli ve milli anlayış bana göre her milletin üstünde durması gereken bir yaşam biçimi olması gerekir.
Bir millet kendi özüyle vardır. Bunun da adı yerli ve milli olmaktır. Yerli ve milli anlayış bana göre her milletin üstünde durması gereken bir yaşam biçimi olması gerekir.
Dışa bağımlılık ve ithalata dayalı bir ülke olmanın sıkıntılarını Osmanlı döneminden bu yana yaşıyoruz. Sonrasında bunu fark eden ve Yerli ve Milli Anlayışı ilk başlatan, bana göre Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmuştur. Onu döneminden bu güne ülkemizde yaşanan Yerli ve Milli anlayışa göre döşenen teknik hizmetler gerçekten takdire şayan bir görüntü sergilemektedir.
Örneğin;
Cumhuriyetin ilanından önce ilk İktisat Kongresi , 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihlerinde İzmir’de
toplanarak , Kurtuluş Savaşı ile kazanılan zaferden sonra önceliğin ekonomik bağımsızlık ve milli sanayi hareketi oluşturularak ülkemizin kalkındırılması amacıyla çok önemli kararlar alınır,
Bunlar ;
– Hammaddesi yurt içinden sağlanan veya yetiştirilebilen sanayi ülkemizde derhal kurulmalıdır,
– El işçiliğinden ve küçük imalattan süratle fabrika üretimlerine veya büyük işletmelere
geçilmelidir,
– Dış rekabete dayanabilmek için sanayinin toplu ve bütün olarak kurulması gerekir,
– Yabancıların kurdukları tekellerden ve yabancı ürünlerden kaçmak gerekir,
– Sanayinin teşviki ve milli bankaların acilen kurulması sağlanmalıdır.
– Demiryolu inşaat programına hemen başlanmalıdır.
Sonrasında diğer gelişmeler için çabalar gösterilmiştir.
Bunlar günümüz için yeterli mi?
Tabi ki hayır!
Bunun içinde başta üniversitelerin sonrada STK ve diğer ilgili oluşumların çok hızlı ve devamlılık arz eden çalışmalar içinde olması gerekir.
Kısacası ülkemin güzel insanlarından girişimci ruhu olan üstün akıl, ilmi derinlikteki girişimci kafalardan beklentimiz bu alanda yeni icadlar geliştirerek ülkemizi yabancı sektörlerden kurtarmak için gayret sarf etmeleri en büyük umudumuzdur.
Saygılarımla
