Yılbaşı diyoruz,

Yıl sonu bir bakmışsınız gelmiş

Üstelik zamandan çok bizim telaşımız var.

Sonra mı

Koşturuyoruz!

Ocak'tan Şubat'a atlıyoruz bir solukta.

Ne döktüklerimizi toplamaya.

Ne söktüklerimizi dikmeye zaman ayırıyoruz. İçimiz dışımız bahane ama unuttuğumuz  gerçek şu ki;

Her yıl, ardından ne çıkacağını bilmediğimiz bir dönemeçtir aslında. Ve biz bu dönemece önceki yıllardan devreden umutlar, aldanışlar, bekleyişler ve ertelemeye bırakılan düşlerle birlikte gireriz.

Örneğin Mazeret bankası mudilerine yıl sonunda yine ıslak cümleler dağıtırken garibanın hakkını koruyup kollayacak mı?

Yönetenler bahanelerin arkasına saklanmak yerine öne çıkıp neden yanlış yaptıklarını anlatıp açık yüreklilikle suçu üstlenecek mi?

Başı sıkışınca sözde adalet isteyenlerin kısır döngüsü sona erecek mi?

Siyaset ganimet avcılığından vaz geçecek mi?

Suçlarıyla güçlenen ağalar gerçek mahkemeye tabi tutulacak mı?

İnsanlar yerlerinden yurtlarından edilmeyecek,  savaşlar bitecek mi?

İnsanlar çöp konteynırı müdavimliğinden çıkarılacak mı?

Hak hukuk adalet gerçekten sağlanacak mı?

Dışarıda kalanlara ev, aç kalanlara aş, işi olmayanlara gerçekten el uzatılacak mı?

Yok diyorsanız!

Ve yine bahane bulacaksak  sadece bir yalnızlıktan, bir yalnızlığa geçeceğiz.

Kısacası kimimizin karşısına yeni hayal kırıklıkları, kimimizin karşısına yeni başlangıçlar çıkacak. Oysa hepimiz mutlu olmak istiyoruz yeni yılda. Ama yeni yılda elinde sihirli bir değnekle gelmiyor. Ama yine de ucuz olsun ekmek ve pahalı olsun insan hayatı.

Sonuç olarak yüreğimizde o hiç eksilmeyen umutlarımızla yeni yıldan çok kendimizden çok şey bekleyelim. Doğru yaparak ve doğruları paylaşarak. Evet sadece doğruları. Yeni yılda bütün insanlığa sağlık, mutluluk ve huzur  diliyor. En güzele yani ALLAH' a emanet olunuz diyorum.