Bir kadın eşinin her gece eve geç gelmesinden şüphelenerek eşine neden her gün geç geldiğini sorduğunda işleri olduğunu, son zamanlarda biraz daha arttığını ve bu yüzden eve geç geldiği cevabını alıyordu...
Bir kadın eşinin her gece eve geç gelmesinden şüphelenerek eşine neden her gün geç geldiğini sorduğunda işleri olduğunu, son zamanlarda biraz daha arttığını ve bu yüzden eve geç geldiği cevabını alıyordu...
KADIN ise eşinin verdiği bu cevaba tam inanmayarak eşinin neden geç geldiğini öğrenmeye karar verdi. Eşinin işyerinden çıkışından itibaren takip etmeye karar verir...
İşyerinin karşısında bir taksi ile bekleyen KADIN, eşinin çıktığını görür ve gittiği yeri takibe başlar
Şehrin kıyı mahallelerinden birine kadar giden eşini takip eden kadın, bir gecekonduya girdiğini görür...
Birden kafasında şimşekler çakar. Aldatıldığına kesin kanaat getirir. Bin türlü düşünce içerisinde kocası gelmeden eve geri döner. Eve geldiğinde kocasına neden geç kaldığını yine sorar, kocası ise yine işlerinin uzadığını bu yüzden geciktiğini söyler...
Kendi gözleriyle gördüğü olaydan sonra kocasının kendini aldattığına iyice kanaat getirir ve kafasındaki hain planı uygulamaya koyar. Artık bu kadarını kaldıramam der...
Kocasının işyeri güvenliği için aldığı silahını yanına alır ve kocasını ertesi gün yine takip ederek, eve baskın yapıp bunun hesabını sormak ister...
Yine ertesi gün aynı şeyi tekrarlar ve kocasının yine işyerinden çıkarak aynı eve gittiğini görür.
Kocası eve girdiğinde kadın koşarak çıkar ve kapıyı kırarcasına çalar...
Kocası kapıyı açar ve karşısında karısını görünce önce afallar, KADIN ise burnundan solur. Kadın içeri girmek ister, ama kocası girmesine müsaade etmez. KADIN silahı çantasından çıkarır ve kocasına doğrultur...
Çekil içeri gireceğim diyen KADIN içeri girer. Gördüğü manzara karşısında adeta dona kalır!
Evde kalan yaşlı ve bakıma muhtaç kayınvalidesidir...
Silahı indirir, yüzü yere düşer ve ne diyeceğini bilemez. İlk sözü şu olur, “Bende sanmıştım ki!”
Biraz sessizlikten sonra, hani huzurevine bırakmıştın!
-Annemi huzurevine bıraktım ama aynı gün dayanamadım oradan aldım ve arkadaşımın kullanmadığı bu gecekonduya getirdim...
Evin ihtiyaçlarını giderdim annemi her gün sabah gelir ihtiyaçlarını görür, akşam iş çıkışı tekrar uğrar ihtiyaçlarını gideririm. Sen annemi evde istemedin, abimler anneme bakmak istemedi, ama vicdanım elvermedi. Annemi huzurevine bıraktığımda bana bir bakışı vardı ki adeta yüreğim parçalandı...
Ben huzurlu ve rahat bir yaşam sürerken annemi orada bırakamazdım. Senin asla evde istemeyişin karşısında ne yapacağımın şaşkınlığı ile en son bu çareyi buldum ve anneme kendim bakıyorum...
Velhasıl-ı kelam
‘Tarlada buğdayım var deme, ambara girmeyince.
Hayırlı evladım var deme, el koynuna girmeyince.
Vefalı karım var deme, kötü gün görmeyince.
Hayırlı kardeşim var deme, miras bölünmeyince…’
diye boşuna dememiş atalarımız…
Allah'ım kimseye oğlum kızım elim gözüm dedirtmeden emanetini alsın…