Türkülerle tanıdığımız bu kadim kent 500 bin Suriyeliyi misafir ediyor. 73 bin Suriyeli öğrenci geçici eğitim merkezlerinde öğrenim görüyor. Savaşın çocukları geleceklerini bu topraklarda yeşertiyor. Bir gün evlerine dönecekler....
Türkülerle tanıdığımız bu kadim kent 500 bin Suriyeliyi misafir ediyor. 73 bin Suriyeli öğrenci geçici eğitim merkezlerinde öğrenim görüyor. Savaşın çocukları geleceklerini bu topraklarda yeşertiyor. Bir gün evlerine dönecekler. Yeni Suriye’nin tohumlar Urfa’da atılıyor. Bizler Antalya’da Bodrum’da etkinlik oldu mu tüm planlarımızı alt üst eder ilk uçağın son koltuğunda yerimizi alırız. Ama asırların içinden gelen o derin çağrıyı kahramanlığı ile ŞANLI unvanını yakasına takan bu kentte nedense çok az uğrarız. Buralar Göbeklitepe’den Harran’a kadar medeniyeti ilk anıtlarının, üniversitelerinin olduğu peygamberler şehri. Bu kentte adım adım gezerken tarih sizi adeta bir zaman tünelline alır. Türkçe, Arapça, Kürtçe seslerin içinde camlarında Türk bayrakları ile bu şehir sizi selamlar.
Bu toprakların insanlarının yürekleri doludur. Kazancı Bedih şehrin Piri. O yanık sesiyle yıllarca anlatmış yüreklerin sesini. Türkülere sıra sıra dizmişler tarihlerini. Sokaklarda insanların arasına karışıyoruz. Suriye iç savaşında kentte gelen misafirler aslında ailenin bir parçası. Tren hattının alt tarafı Suriye, üst tarafı Türkiye ama yürekler hep bir. Bu insanlar akraba, emmi oğlu, dayı kızı yüzyılların din ve kan bağı var. Zaten ondan ilk Urfa’nın kapısını çaldılar. Dardayız, zordayız dedi Suriyeliler. Bu millet ses verdi, acılara can suyu oldu. Çok anlatıldı, çok yazıldı. Ama bu iş Urfa’da bir başka yaşanıyor. Yaşanan tüm sorunlara rağmen bu kent yaraları sarmada başarılı olmuş durumda. Urfa’da taşın altına elini koyan yetkililer klimalı odalarda değil sahadalar. Artık Türkiye’ye gönül vermiş binlerce Türkçe konuşan bir Suriyeli gönüllüler ordumuz var. Yüzlerinde savaşın gölgesi olsa da gözlerinde yeni Suriye’nin ışığı var. Bu kent binlerce yıllık kadim ışığı ile karanlıklar içinde olan Suriye’ye ışık oluyor. Urfa tüm derin gücüyle haykırıyor’ ’ayağa kalk Suriye’’
Suriye çocuklarla buluştuk. Spor en çok konuştuğumuz konu oldu. Beşiktaş gönüllerde ama GS’ye laf söyletmiyorlar. Onlar Real’i, Barca’yı, Milan’ı, Arsenal’ı değil Fener’i Türk Milli takımını tutuyorlar. Bir nesil bizim içimizde. Ne olmak istediklerini sorduğumuzda en çok doktor ve öğretmen cevabını aldık. Tüm yaraları sarmak ve iyileştirmek için, yıkılan okullarını yeniden yapmak için. Türkçe öğreniyorlar bu milleti unutmamak için. Yıllar sonra tekrar gelip Urfa’ya yılların akışını Türkçe anlatacaklar. Biz savaş bitip tekrar evimizden döndükten sonra diye başlayıp.’’Sizi hiç unutmadık’’ diye biten hikâyeleri ile. Çocuklar cennetin kokusunu taşır. Yüreklerinde acıyı, savaşın izlerini taşıyan bu nesil şimdi yeniden hayata Urfa ile tutunuyor. Tarihin bir talihi ya da yazgısı mıdır bilinmez asrın başında masa başında cetvellerle çizilen sınırlarla ortadan ayrılan Akçakale ile Tel Abyad tekrar bir savaş ile kavuşacakları günü bekliyor. Beyaz tepe barışı istiyor.
Uzaklardan göremeyiz, hissetmemeyiz. Dokunmak lazım. Urfalılar ihanete geçit vermemiş. İçinde barındırdığı kadim medeniyetin brikimi ile yüzyıla ışık tutuyor. Urfa’nın sınırları Suriye’nin en ücra dağına ulaşacak kadar gönüllerden geçiyor. Gidip görmek lazım ve hissetmek lazım.