Günlerden bir gün oturmuş, ALLAH'ı Zikretmekle meşgul Hızır (a.s.)ın canını almak için yanına Ölüm Meleği Azrail (a.s) gelir. Hz. Hızır (a.s) durumu anlayınca hüngür hüngür ağlamaya ve çırpınmaya başlar. Bir ALLAH dostunun ölüm karşısında gayet metin ve soğukkanlı olmasını bekleyen Azrail (a.s)

Günlerden bir gün oturmuş, ALLAH'ı Zikretmekle meşgul Hızır (a.s.)ın canını almak için yanına Ölüm Meleği Azrail (a.s) gelir. Hz. Hızır (a.s) durumu anlayınca hüngür hüngür ağlamaya ve çırpınmaya başlar. Bir ALLAH dostunun ölüm karşısında gayet metin ve soğukkanlı olmasını bekleyen Azrail (a.s)

''Bu ne telaş, bu ne telaş ey!

Hızır, ne kadar yufka yürekliymişsin, ne bu gözyaşları, Ölümden mi, yoksa Dünyadan ayrılacağından mı korkuyorsun'' diye sorunca Hızır ( a.s) Hayır der:

"Tek korkum;

Öldüğümde ALLAH'ı biraz daha fazla Zikretmekten uzak kalışımdır. Çünkü ardımdan insanlar ALLAH'ı anarlarken, bol bol ibadet ve taatte bulunurlarken, ben bu eşsiz zevkten mahrum kalacağım.

Halbuki ben kıyamete kadar ALLAH'ı anmayı ve Ona gece gündüz ibadet etmeyi diliyorum.´ Bunun uzerine ulu

ALLAH (c.c) Azrail (a.s)'a Ey Azrail;

Hızır'ın ruhunu alma. Bırak yaşasın..

Çünkü o yaşamayı kendisi için değil, benim için, beni daha çok anmak için istiyor. Bırakta kıyamete kadar yeryüzünde beni ansın, bana yalvarıp yakarsın diye emreder.

İste o yüzdendir ki;

Hızır (a.s) yeryüzünde kıyamete kadar hayatı sürecek olan tek varlıktır. Ve devamlı olarak Allah'ı anmakla meşguldur.

Yüce ALLAH cümlemizi, yüce adını yüreğinden ve dilinden düşürmeyen gerçek müminlerden eylesin... Âminn