Sayılı nefestir yolculuğumuz. Ama gelin görün ki bazıları kendilerini ölümsüz makamlarını da daimi sanıyorlar.

Vakit dar.

Sayılı nefestir yolculuğumuz. Ama gelin görün ki bazıları kendilerini ölümsüz makamlarını da daimi sanıyorlar. Sanırım yer yüzünün gök yüzüyle imzaladığı anlaşmadan bihaberler bazıları. Gerçi pek haber izlemiyorum ama bazen ister istemez gözümüz takılıyor bazı haberlere. Gözümün takıldığı habere inanmak istemedim. Belki failleri çıkıp düzmecede derler ama hangi partiden olduğu umurumda da değil. Çünkü al birini vur ötekine diye bakıyorum naçizane.

Haberimize dönecek olursak; Yer Giresun’un Eynesil ilçesi. Park kirli diye belediye başkanına müracaat ediliyor. Kraldan çok kralcıların olduğu bir toplumda etrafındaki adamları ve özellikle belediye başkanının oğlu da olay yerine geliyor.  Tabi Makam arabalarıyla Belediye Başkanıyla birlikte. O sırada sırf vatandaş belediye başkanı geldi diye esas duruşa geçmediği ve ayağa kalkmadığı için bir kamyon dayak yiyor. Onunla yetinmiyorlar annesi ve eşi de yüzü gözü mosmor olmuş vaziyette hastanelik ediliyor. Bu mu yani millete hizmet anlayışınız. Milletin seçtiği ve millete hizmet için gelen bir adam millete dayak attırıyor. Hem de herkesin gözü önünde. Olay basına düştü. Bakalım İç işleri Bakanlığı bu zat hakkında ne yapacak gerçekten merak ediyorum. Hani davanız millete hizmetti. Sırf park kirli ve şikayet edildi diye dayak mı yemesi gerekiyor vatandaşın. Zaten son dönemlerde herkes bu şekilde bir yol tutturmuş gidiyor. Vatandaşın söz hakkı diye bir lüksüde kalmadı ya. En ufak bir memnuniyetsizlikte şikayet merci zaten telefonları ya kapalı ya cevap vermiyor. Verdiğinde de vatandaşı ya dövüyor yada onlardan olmadığıyla itham edilip hemen anında hain etiketi yapıştırılıyor. Bu mu millete hizmet anlayışınız veya dava dediğiniz. Yazık günah değil mi bu millete. Sizi seçenler onlara dayak atınız diye seçmedi bunu bilesiniz. Belki çoğu iyi ettiniz diye bu zavallıları alkışladı da. Yazık gerçekten çok yazık.

Sonuç olarak lütfen bu son olsun ve kendinize gelin diyor. Sonrada sözümü bu dörtlükle tamamlıyorum.

Zalime isyanda susarsa dilin

İnsanlar içinde kusursa halin

Düşenin elinden tutmazsa elin

İnsanım deme hiç insan değilsin..