\nElbette bu sorunun bir cevabı vardır ancak bu cevap bende yok! Adam gibi insanımıza sahip çıktığımızda ne bu soruya cevap aranır ne de ben insanım diyen herkesi ağlatan bu ölümler yaşanır.
Elbette bu sorunun bir cevabı vardır ancak bu cevap bende yok! Adam gibi insanımıza sahip çıktığımızda ne bu soruya cevap aranır ne de ben insanım diyen herkesi ağlatan bu ölümler yaşanır.
Tahmin ettiğiniz gibi son aylarda genelde Türkiye’de özelde ise Şanlıurfa merkez ve ilçelerinde genç nüfusumuz her ne hikmetse ölümü seçiyor.
Ben sosyolog ya da psikolog değilim, öyle cilalı laflarla ölümlerinin sosyo-ekonomik boyutlarını cilalı laflarla da anlatamam ama yaşanan bir gerçek var ki insanlarımız hangi nedenle ölümü seçiyor?
İntihar dünyanın en eski eylemlerinden biridir. Yeni bir olay değil elbet, son aylarda özellikle bölgemizde artmasının nedenleri üzerinde durulması gerektiğine inanıyorum.
Bölgenin idarecileri, devlet yetkilileri ne oluyor çocuklarımıza diyerek konuya sahip çıkıp en azından bu düşünceyi gençlerin aklından uzaklaştırmak için çabalamaları gerekiyor.
Otuz yılık gazetecilik yaşamımda birçok intihar olayına mesleğim gereği tanıklık yaptım. Bazıları yakınımmış kadar beni derinden sarsmıştı.
Siverek’te görev yapan bazı gazeteci arkadaşlarla aldığımız karar gereği hiçbir intiharı haber yapmıyorduk. Korkumuz yapacağımız haberlerle insanların aklına kendini imha etme düşüncesini uyandırmaktı ki bunun için intihar haberlerini geçmiyorduk.
Son günlerde yaşanan intihar ve intihara teşebbüs olayları aklımızda soru işaretleri bıraktı. Neden sayıları çoğaldı? Kısa sürede neden onlarca insan bir ay gibi kısa bir zaman içinde yaşamına son verdi!
Neden veya nedenler üzerinde durmamızın zamanı gelmedi mi? Biz gazeteciler kötü örnek olur diye intihar haberlerini yazmadık. Aileler veya intihara meyli olanların yakınları sorunları gizledikçe, iletişimi geliştirmedikçe ölümler çoğaldı. Biz susar ve sorgulamazsak yakınlarımızın ölümüne ancak gözyaşı dökebiliriz. Oysa ölümler yaşanmadan farkına varırsak ve ölüm nedenlerini ortadan kaldırırsak bu acıları inanın ki bu kadar çok değil, daha az yaşarız.
Geçmişten günümüze bir kıyaslama yaparsak intiharların genelde modern toplumlarda daha bir artış gösterdiğine tanık oluyoruz.
Gazeteci olarak benim kısa gözlemim sınıflar arası çatışma, haksız paylaşım, adil olmayan bir yaşam, aile içi iletişimsizlik, geleneksel katı kurallar başta olmak üzere daha onlarcasını sayacağım neden insanları bunalıma götüren başlıca nedenler olduğunu düşünüyorum.
Son yıllarda bencillik, bana dokunmayan yılan bin yaşasın, ben daha iyi yaşayayım, emek harcamadan özellikle yasal ve yasa dışı oynatılan adına şans oyunu dedikleri düpedüz kumar oyunları, özeti manevi ve insani değerlerden uzaklaştıkça insanlığımızı yitiriyoruz. Kendini yakan veya asanları cep telefonlarıyla kayıt altına almadan bile utanmaz bir duruma geldik.
Artık neden bu insanlar kendilerini öldürüyor sorusunu bölgede sorgulamanın zamanı geldi. Bu toplumsal acı olayların nedenini işin uzmanları rapor edip devlet babanın masasına bırakmalı. Evet, madem devlet babaysa bir baba evladının ölümünün önüne geçmek için çaba sarf etmeli.
Bölgemizde iki üniversitemiz bulunuyor. Dicle ve Harran üniversitesinin ilgili bilim adamları son günlerde artan intiharların nedenlerini araştırıp bu konuda yerel yönetimlerin, kaymakamlığa bağlı sosyal hizmetler müdürlüklerin vesaire kurumların alınacak önlemler hakkında geniş kapsamlı bir araştırma ve çözüm önerilerini sunmaları gerektiğine inanıyorum.
Üniversitelerimizden bu sosyal araştırmanın yapılmasını bekliyoruz.
Kısaca devlet baba diyoruz. Bir baba çocuğunun intiharını önlemek adına ne gerekiyorsa yapmalı