Zalimliğiyle ünlü bir Kral, idam cezası verdiği iki mahkumdan birinin canını kendisini çok eğlendirecek bir yolla bağışlamak ister. Sonra iki darağacı kudurur ve mahkumlardan ikisine de, omuzlarına basacakları, ve güvenebilecekleri birer kişi çağırmalarını ister. Bir taraftanda ülkenin bilge kişisini de kendince sınamak istemiştir. Bu yüzden her şey hazır olduğunda yanıbaşına oturtmuştur yaşlı bilgeyi. Sonrasında mahkumlar kendi seçimleri ve istekleriyle çağırdıkları kişilerin omuzlarına basar
Zalimliğiyle ünlü bir Kral, idam cezası verdiği iki mahkumdan birinin canını kendisini çok eğlendirecek bir yolla bağışlamak ister. Sonra iki darağacı kudurur ve mahkumlardan ikisine de, omuzlarına basacakları, ve güvenebilecekleri birer kişi çağırmalarını ister. Bir taraftanda ülkenin bilge kişisini de kendince sınamak istemiştir. Bu yüzden her şey hazır olduğunda yanıbaşına oturtmuştur yaşlı bilgeyi. Sonrasında mahkumlar kendi seçimleri ve istekleriyle çağırdıkları kişilerin omuzlarına basar ve boyunlarına ipler geçirilir...
Mahkumkardan biri çok güçlü kuvvetli birini çağırmıştır. Diğeri ise kendisinden daha cılız olan arkadaşını çağırmıştır ve onun omuzlarına basmaktadır. Kral tam o anda sorar yaşlı bilgeye. - "Hadi şimdi göster hünerini. Sence önce kim yıkılacak? Güçlü olanmı? Yoksa şu cılız olanmı?" - Yaşlı bilge kendinden emin cevap verir.-"Güçlü olan çok sürmez yıkılır efendim. Diğer cılız olan ise ölse yıkılmaz. Cılız olanın omuzlarına basan mahkum canını kurtaracaktır.-"
İki saatlik çok çekişmeli geçen ölüm kalım savaşında, güçlü adam yıkılıverir en sonunda. Ve onun omuzlarına basan mahkum darağacı da can verir. Kral şaşkın bir halde sorar yaşlı bilgeye.-"Nasıl oldu da şu cılız adamın galip geleceğini bildin? Sen gerçek bir bilgesin-"Yaşlı bilge yerinden kalkmış sevinç içinde arkadaşına sarılan ve canını kurtaran mahkuma bakar ve Kral'a şöyle der.-"Bunu bilmemin bilge olmakla alakası yoktur. İki mahkum darağacına çıkarılmadan önce onları dikkatle izledim. Kendi istekleriyle çağırdıkları adamlar yanlarına geldiler. Biri çağırdığı güçlü adama bir kese altın verdi. Belli ki parasıyla tutmuştu onu, canını kurtarabilmek için. Bunun için o adamın güçlü vücudunun kafi geleceğini düşünüyordu. Diğeri ise uzun uzun sarıldı arkadaşına. Birlikte gözyaşı döktüler. Sonra o cılız adam yeminler etti arkadaşına. Ölsem yıkılmam diye. Gerçek birer arkadaş olduklarını anladım o anda...
Ben sadece menfaat üzerine kurulan şeylerin çok uzun sürmeyeceğini bildim efendim... "
-Menfaat üzerine kurulan her şey, yıkılmaya mahkumdur..