Reşi, reşikan, reşoyan, reşvanan, reşan aynı manaya gelen kelimelerdir. Siyahîler, siyah giyinenler anlamında bu aşirete isim olarak verilmiştir.

Reşi, reşikan, reşoyan, reşvanan, reşan aynı manaya gelen kelimelerdir. Siyahîler, siyah giyinenler anlamında bu aşirete isim olarak verilmiştir. Gerçekten Reşiler siyah elbise giymeyi çok severler. Hatta bazı Reşi bölgelerinde siyah haricindeki elbiseler çok gülünç kabul edilir. Bir ara Nizip Reşileri ile ilgili çalışmalar yaparken şahit olmuştum. Cemaatin tümünü siyah şalvarlı görünce halkın bunlara Reşi demelerinin sebebini de anlamış oldum. Hala tarihteki bu geleneğin sürdürüldüğünü gözlerimle de görmüş oldum.  

    Reşilerin asıl vatanları Mazenderan dedikleri dağlık ve geniş bölgedir. Abbasi halifelerinden Harun Reşit döneminde 786 Miladi yılında İslam’ı kabul etmelerinden sonra Anadolu’ya getirilmişlerdir. Çoğu Bizans sınırlarına yerleştirilmişlerdir. Çok geniş ve büyük bir aşirettir. Fakat bütün çalışmalarıma rağmen Reşiler mi Dunai aşiretinden yoksa Dünailer mi Reşi aşiretinden bir türlü çözüme kavuşturamadım. Şerefname, Reşileri birçok aşiret federasyonunun içinde zikreder. Mesela Cizre aşiretlerini anlatırken Reşıkileri de Cizre aşiretleri arasında ve Van civarına yerleşen Mahmudiyan abrına (beylik) bağlı sayar. Mahmudiyanlar bilindiği üzere Yezidi dinine mensup idiler. Daha sonra Müslüman oldular.  Suruç Dunaileri arasındaki Reşiler de 18. yüzyılın ortalarına kadar Yezidi kalmaya devam etmişlerdir. Reşilerin Yezidi iken neden din değiştirdikleri bilinmemektedir. Ancak Harun Reşit dönemine kadar M.786 Yezidi kaldıkları, bu tarihten sonra Abbasi akınları sonunda kısmen Müslüman oldukları bilinmektedir. Din değişikliğinden sonra diğer Yezidi aşiretlerinin afarozuna uğramış olacaklar ki kendi bölgelerini terk ederek veya göç ettirilerek Anadolu topraklarına gelmişlerdir. Bazı tarihçilere göre bunlar Yezidi dinine karşı çok laubali davranırlardı. Bu nedenle Yezidi Dasini aşireti ve diğer aşiretler tarafından sürgün edildi demektedirler. Reşiler; Bukhti asıllıdır. Yine Reşileri tarihte Hasankeyf ve civarında kurulan Melikan Beyliği içinde de görmekteyiz. Bilindiği üzere Melikanlar Selahaddin Eyyubi’nin soyundan gelirler. Hasankeyf, Siirt, Beşiri, Tor, Erzen, şehirlerini içine alan bu beylik tarihte Melikan Beyliği olarak bilinir. M.1250. Melikanlara ait aşiret isimlerini Seref Han şöyle sıralamaktadır: Reşan, Aşti, Muhalbi, Mehrani, Beşnavi, Şıkaki Ustirki, Kurduli, Keşki, Celıki, Hendeki, Sohani, Bediyan, Şervanan.

1524–1536 tarihli Osmanlı tahrir defterleri ve tapu kayıtlarında Reşi aşireti ismi Adıyaman Gerger ve Kâhta civarında geçmektedir. Bu aşirete ait kabileler şu şekilde sıralanmaktadır. Ömerikan,(Keytani),Hıdır(Soran), Kelikan, Celikan, Mulukan, Zerukan, Bugrasi (Bekrasi), Remi, Mansuri, İzdekan, Mensurkan, Belikan, Cudukan, Dalyan, Dımsıkan (Doduka), Nasıran, Sinikan, Şeyhbalulan, Mahyan Hosnişinan, Sevırliyan, Okçiyan. (156) Reşiler, Eyyubiler döneminde Eyyubi Devleti’nin asker aşiretleri arasında bulunmakta idi. 

    Urfanın Suruç, Birecik, Halfeti, Gaziantep’in Nizip ilçelerinde de gayet yaygın halde bulunan Reşilerin Eyyübiler döneminde bu bölgede oldukları bazı tarihçiler tarafından kayda alınmıştır. Birecik ve Nizip’teki Reşilerin tamamı Fırat Nehri sahillerine ve Birecik ile Nizip ilçesi arasındaki kuzeyde Araban ilçesine doğru uzanan dağlık bölgede hayatlarını sürdürmektedirler. Daha önce bu bölgedeki Reşiler Suriye Rakka’dan başlayıp Oğuzeli, Nizip ilçelerine kadar devam eden bu gün adına Barak dedikleri bölgede göçebe şeklinde yaşarlardı. 1690’lardan sonra Urfa Culap civarına yerleşen beydilli Türkmenleri Mılan aşiret federasyonu başkanı Zor Temir Paşa tarafından kovulunca bu Türkmenler Barak bölgesini istila ettiler. O zaman Reşilerin başkanlığını İdris Bey yapmakta idi. Reşiler Türkmenlerin bu istilasına karşı Meskene ile Rakka çöllerinde müthiş bir savaşa tutuldular. Savaş Fırat kıyısına koyun ve keçilerin getirilmesi sırasında çobanların sapanla birbirlerini taşlamasıyla başladı. Türkmenler Fırat’ın doğu yakasında idi. Reşiler ise Barak yakasında (batı) idiler. Bu şekilde çobanlar arasındaki sapan savaşları günlerce sürdü. Sonunda her iki aşiret de savaş kararı aldı. Türkmenler bir yolunu bularak Barak tarafına geçmeyi başardılar. Barak ovasında günlerce devam eden Türkmen Reşvan savaşı sonunda Reşilerin Nizibin kuzeyine dağlara doğru çekilmesine kadar devam etti. Türkmenler Reşileri Nizip Kertiş (Kıratlı) köyüne kadar takip ederek Reşliler birçok zayiat verdiler. Tamamen dağlık bölgeye sığınan Reşiler Türkmenlerin hala onları takipten vazgeçmediğini görünce İdris Bey’in Hanımı Ümmüye’yi kabile beyleri ile beraber ricacı olarak Türkmenlere gönderdiler. Yapılan rica üzerine Kertiş Köyü sınır olmak üzere iki aşiret arsında anlaşma yapıldı. (Bkz. Güney Anadolu Beydili Türkmenleri ve Baraklar, Ali Şahin, sayfa 40_ 41) Güneyde Nizip, doğuda Halfeti, batıda Gaziantep, kuzeyde Malatya olmak üzere geniş bir bölgede hala yaşamakta olan Reşilerin Osmanlı döneminde adlarına Halep’e bağlı bir nahiye merkezi bulunmakta idi. Bu nahiye merkezinin ismi Reşi idi. (157) Reşilerin Rişvan aşireti ile bir alakaları bulunmamaktadır. Sadece aralarında isim benzerliği bulunmaktadır. Rişvan aşireti kendi başına müstakil bir aşirettir.