Sevgili okuyucularım, her zaman dediğim gibi ben şahsım olarak tarihi yerleri gezmeyi, fotoğraf çekmeyi ve kısacası yaşamayı seviyorum. Bugün sizlere Şanlıurfa'da Türbeleri sizlerle paylaşmak istedim. ŞAZELİ ALİ DEDE Şazeli Ali Dede...

Sevgili okuyucularım, her zaman dediğim gibi ben şahsım olarak tarihi yerleri gezmeyi, fotoğraf çekmeyi ve kısacası yaşamayı seviyorum. Bugün sizlere Şanlıurfa’da Türbeleri sizlerle paylaşmak istedim.

ŞAZELİ ALİ DEDE

Şazeli Ali Dede 17.yy.’de Urfa’da yaşamış Kadiri tarikatına bağlı Şazeli kolundan bir tarikat şeyhidir. Ali Dede Afrika’dan İstanbul’a gitmiş ve Erenköy’e yerleşmiştir. Daha sonra Urfa’ya gelip Halil ür-Rahman civarına yerleşmiş ve tekke açmıştır. Osmanlı Padişahlarından IV. Murat, 1639 Bağdat Seferine giderken, Şazeli Ali Dede’ye misafir olur. Padişahın verdiği beraata göre Afrika’da yaşayan Şazeli Tarikatı kurucusu Şazeli Hasan Dede’nin evlatlarındandır. Padişah IV. Murat, Ali Dede’nin müracaatı üzerine Karaköprü Köyünü Ali Dede’ye bağışlamıştır.

ŞEYH DEDE OSMAN AVNİ TÜRBESİ

Devrinin en büyük Kadiri Şeyhi Şeyh Dede Osman Avni (K.S) hazretleri İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.s)’in soyundandır. Türbenin üzerindeki kitabede şunlar yazılıdır: “Burası bütün evliyanın sultanı Ğavsül-a’zam hazreti Abdulkadir Geylani hazretlerinin pak dergâhlarıdır”. Şeyh Efendi, sürekli Mevlidi Halil Camii’nde oturmuş ve orada hizmetini yapmıştır. Bu şekilde 70 sene şeyhlik yapmış ve 1883 senesinde vefat etmiştir. Kendisinden sonra tarikatın hizmetini yapan Hafız Halil Efendi’nin yazdığına göre Şeyh Efendi, 100 yıl kadar yaşamıştır. Dede Osman’ın tesbihi, cübbesi ve bazı eşyaları hala caminin ziyaret girişinde sergilenmektedir.

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ MAKAMI

Said Nursî, nüfusa göre Said Okur, 1878’de Bitlis’te doğmuştur. İslam bilgini ve Kur’an-ı Kerim’in açıklanması ile ilgili ilim dalı olan tefsir âlimi yani müfessirdir. Risale-i Nur Külliyatının yazarı ve Nur Cemaatinin ilk lideridir. Said Nursi, 31 Mart İsyanı sonrasında tutuklandı, suçsuz bulunarak serbest bırakıldı. Atatürk’ün isteği üzerine Ankara’ya giderek Atatürk’le görüştü ve bir süre orada ikamet etti. Daha sonra Van'a yerleşti. Şeyh Said İsyanı ile herhangi bir ilişkisi olmamasına rağmen, Isparta’nın Eğridir İlçesine bağlı Barla’ya sürgün edildi. Daha sonra da Burdur, Isparta, Kastamonu ve Emirdağ’da yazdığı bazı kitaplar sebebiyle sürgün edildi. Kitaplarından dolayı yargılandığı dönemlerde aylarca Eskişehir, Denizli, Afyon hapishanelerinde tutuklu kaldı, ancak beraat etti.

23 Mart 1960'da Şanlıurfa’da vefat etti. Halil ür-Rahman Dergâhına defnedildi. Ancak 27 Mayıs Darbesi(1960) hükümetinin emriyle, 12 Temmuz 1960'da mezarı açıklanmayan bir yere nakledildi.

ABDULKADİR ERBİLİ TÜRBESİ

Abdulkadir Kemaleddin Efendi aslen Erbilli’dir. 1806 doğumlu olan Abdulkadir Erbili, devrinin büyük din âlimi ve mutasavvıflarındandır. Kendisi: hem Kadiri, hem Halvetî ve hem de Nakşibendî tarikatının halifeliğini kazanmıştır. Fakat Halveti tarikatı şeyliğinde şöhret kazanmıştır. Erbil'de Abdurrahman Talbanî'nin talebesidir. Urfa'ya ne zaman geldiği belli değildir. Kendisi 1897’de (hicri 1315) 91 yaşında iken Urfa’da vefat etmiştir. Mezarı Kurtuluş meydanında tamirini yaptırdığı Halveti tekkesinin yanında bulunan türbe içindedir. Araplarda insanlar büyük oğullarının ismi ile çağrıldıklarından, bu kitabede de Muhammed Muhyiddin'in babası anlamına gelen "Ebu Muhammed Muhyiddin" denilmiştir. Yani hem babasının adı ve hem de büyük oğlunun adı Muhammed Muhyiddin'dir.

Eserleri:

1-Hüccetü z-Zakirin ve reddü'l-münkirin: Tasavvufa dairdir.

2-Miratü'ş-Şuhud fi beyani vahdeti Vücud: Bu da tasavvufa dairdir.

3-Hadikatü'1-Ezhar fi'l-Hikmeti ve’l-Esrar: Rabbani ilimlerden söz etmektedir.

4-El-İlhamati'r-Rahmaniye fi meratibi'l-Hakikati'l-İnsaniye: İnsanların gerçek derecelerinde Rabbani

ilhamlar konusundadır.

5-Tefrihu'l-Hatır fı Menakibi Abdulkadir:

6-Tarikatü'l-Rahmaniye fı'r-Rücui ve'l-Vusuli ile'l-Hazreti Aliye:

7-Ed-Dürerü'1-Müteberetü fi Şehri'1-Ayati Semaniyete Aşere min mukaddimeti'1-Mesnevi Şerif

NEBİH EFENDİ

Devrinin büyük alim ve evliyasından olan Nebih Efendi’nin Türbesi Bediüzzaman Mezarlığının batı tarafındadır. Halk arasında Nebi Efendi olarak tanınır. Aynı türbede Nebi Efendi’nin ayakucunda Şeyh Abdurrahman Efendi ve Kürt Hac Ali Efendi’nin mezarları bulunmaktadır. Bu türbe halk tarafından sürekli ziyaret edilmektedir. Nebih Efendi, 1789’da (hicri 1203) vefat etmiştir. Nakşibendî tarikatına mensuptur. Nebih Efendinin tekkesi Bıçakçı Meydanı yakınındaki Nabi Sokak’tadır. Nebih Efendi’nin Türbesinin dışarısında ve kuzey tarafında ise oğlunun mezarı bulunmaktadır.

SEYYİD MAKSUD OĞLU SEYYİD HACI ALİ TÜRBESİ

Harran Kapı Mezarlığı içerisinde yer alan bu türbe, kesme taşlardan sekizgen planlı ve tek kubbeli olarak inşa edilmiştir. Kitabesinde şöyle yazılıdır: "Bu mezar, seyyidler seyyidi, iyilik ve güzellikler babası, Seyyid Maksud oğlu Seyyid Hacı Ali'nindir. Allah'ın rahmetine kavuştuğu Rebiyülevvel 1003 (Kasım 1594) tarihinde burası bina edilmiştir." Türbede, Seyyid Ali'den başka 1876'da vefat eden Kadiri Şeyhi Hacı Mustafa Efendi, iki oğlu, bir kızı ve 1969'da vefat eden Şeyh Hüseyin'e ait olmak üzere toplam 6 mezar bulunmaktadır.

ŞEYH MÜSLÜM HAFIZ

Devrinin büyük âlim, evliyası ve hafızıdır. Nakşibendî halifesidir. Nakşibendî tarikatının Halıdiye koluna mensuptur. Kendisi Kerküklü Şeyh Abdurrahman Efendinin Halifesidir. Türbesi Harrankapı Kabristanındadır. 1958 yılında vefat etmiştir. 9-10 yaşlarında Kur’an-ı Kerim’i ezberlemiş ve Hasan Padişah Camii’nde mukabele okumuştur.

HARTAVÎZADE HAFIZ MUHAMMED SELİM TÜRBESİ

Türbe, Dabakhane Camiinin batı kapısı bitişiğindedir. Şeyh Muhammed Selim Efendi 1785 tarihinde Urfa'da doğmuştur. Tasavvuf dünyasının büyüklerinden 1826’da (hicri 1242) vefat eden Nakşibendi Şeyhi Mevlana Halid-i Bağdadî Hazretlerinin mürididir. Muhammed Selim Efendi, şeyhi ölünce Urfa'da Halid Bağdadî'nin halifeliğini devam ettirmiştir. Muhammed Selim 1860 da Urfa’da vefat edince Mevlid-i Halil Kabristanına defnedilir. 1874'te (hicri 1291) yol çalışmaları nedeniyle Şeyhin kabri Dabakhane Camiindeki bugünkü yerine nakledilir. Türbe, Hafız Muhammed Selim Efendinin oğlu Ferideddin tarafından 1880’de (hicri 1298) yaptırılmıştır. Urfa salnamesi de Hartavi Hafız Muhammed Selim Efendinin Türkçe, Farsça ve Arapça şiirler söylemiş büyük bir âlim ve şeyh olduğunu kaydetmektedir.

ŞEYH MES’UD TÜRBESİ

Şanlıurfa'daki türbelerin en eski tarihlisi olan bu yapı, aslında dört eyvanlı kapalı Selçuklu medreseleri tarzında inşa edilmiş bir medrese yapısıdır. Doğudaki eyvanın alt kısmındaki odada Şeyh Mesut’un mezarı, eyvan içerisinde de sandukası bulunmaktadır. Şeyh Mesut, Anadolu’nun İslamlaşmasını sağlayan ve halkın mezheplerle tanışmasını sağlayan Hoca Ahmet Yesevi’nin halifelerinden biridir. Şeyh Mes’ud, Nişabur’dan Anadolu’ya gelerek halka İslamiyeti öğretmekle görevlendirilmiştir. Uzun yıllar Urfa’da Müslümanlığa hizmet etmiş evliyadandır. Yapının 100 metre kadar batısında bulunan bir sarnıcın yanındaki kaya üzerine yazılmış Arapça kitabede: "Bu sarnıc, Nişaburlu Said Hengel'in oğlu Mes‘ud tarafından 10 Receb 579 (m. 30 Ekim 1183) tarihinde oyulmuştur. Kim Allah'ı yardıma çağırırsa, Allah ona ve bütün Müslümanlara yardım ve merhamet etsin" yazılıdır.

CABİR EL-ENSAR CAMİİ VE TÜRBESİ

Harran’ın 20 km. kuzeyindeki Cabir el-Ensar (Yardımcı) Köyünde Cabir b. Abdullah’a (Cabir el-Ensar) atfedilen bir türbe (meşhed) ve yanında yine O’nun adını taşıyan bir cami bulunmaktadır. Mihraba paralel üç kubbe ile örtülü olan caminin doğusuna dördüncü kubbeli bir mekânla türbe eklenmiştir. Cabir el-Ensar’ın hicretten 16 yıl önce (miladi 607) Medine’de doğduğu, 697 yılında yine Medine’de vefat ettiği kaynaklarda kayıtlıdır. Slam Peygamberi Hz. Muhammed ile birlikte birçok savaşa katılan, Hz. Peygamberin vefatından sonra Şam’ın fethinde bulunmuş ve savaş esnasında vücudunun bir parçası kopmuştur. Kopan parçanın gömüldüğü yere bu sahabeye olan saygıdan ötürü bir türbe ve bir camii yaptırılmıştır. 1992 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğünce restore edilen camii ve türbe Şanlıurfa ve civar köylerince yoğun bir şekilde ziyaret edilmektedir.