Kültür Sanat

Urfa Kalesi kazılarıyla geçmişe ışık tutuluyor

Şanlıurfa'nın simgesi Urfa Kalesi'nde yapılan kazı çalışmaları, kentin tarihine dair önemli ipuçları sunuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle 5 yıldır süren kazılarda, farklı medeniyetlerin izleri gün yüzüne çıkarılıyor. İslam, Musevi ve Hristiyan dünyası için önemli bir merkez olan kalenin, restorasyon çalışmalarının ardından turizme açılması planlanıyor.

Abone Ol

Urfa Kalesi'nde Tarihi Keşifler Devam Ediyor

Şanlıurfa'nın sembolik yapılarından biri olan Urfa Kalesi'nde, geçmişin izlerini keşfetmeye yönelik kazı çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Balıklıgöl yerleşkesinin güneyinde, Dambak Tepesi'nde konumlanan kale, kente hâkim bir konumda bulunuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izni ve desteğiyle yürütülen kazılar, Prof. Dr. Gülriz Kozbe başkanlığında 5 yıldır devam ediyor.

Kalenin Tarihi ve Arkeolojik Buluntular

Urfa Kalesi’nin kesin kuruluş tarihi bilinmemekle birlikte, sur duvarlarının MS 9. yüzyılda Abbasiler döneminde inşa edildiği tahmin ediliyor. Prof. Dr. Gülriz Kozbe, kalede bu yılki kazı çalışmalarının Nisan ayından itibaren titizlikle sürdüğünü belirtiyor. Kozbe, şu ana kadar bulunan en erken arkeolojik verinin MÖ 3. yüzyıla ait olduğunu ifade ediyor. Ancak mevcut sur duvarlarının Abbasiler tarafından yapıldığı biliniyor. Kale, 18. ve 19. yüzyıllar boyunca farklı kültürler tarafından kullanılmış ve önemli bir ticaret merkezi olarak işlev görmüş.

İslam, Musevi ve Hristiyan Dünyası İçin Önemli

Kalenin kazıları, sadece Şanlıurfa'nın değil, aynı zamanda bölgenin tarihi açısından da büyük bir önem taşıyor. Kozbe, bölgede İslami dönemin izlerine rastlandığını ve Şanlıurfa'nın bu yönüyle de dikkat çektiğini vurguluyor. Ayrıca, kalede Arapça, Latince ve Süryanice antik dönem metinlerine rastlanmış, bu da Abgar Krallığı döneminde Hristiyanlığın devlet dini olarak kabul edilmesine işaret ediyor. Bu bulgular, Urfa Kalesi’nin İslam, Musevi ve Hristiyan dünyası için önemli bir merkez olduğunu gösteriyor.

Mimari Yapılar ve Buluntular

Kazılar sırasında ortaya çıkan mimari unsurlar, kalenin farklı dönemlerdeki kullanımına dair önemli bilgiler sunuyor. Sur duvarları, burçlar ve kalenin giriş kapısının tespit edildiğini belirten Kozbe, geçmişte burada yaşamış insanların günlük hayatlarında kullandıkları çanak çömlekler, metal aletler, ok uçları ve sikkeler gibi önemli buluntulara rastlandığını aktarıyor. Özellikle bulunan sikkeler, kalenin tarihlendirilmesi açısından büyük bir önem taşıyor.

Restorasyon Çalışmaları Başlıyor

Kazı çalışmalarının yanı sıra, kalenin restorasyon süreci de hızlandırılmak isteniyor. Prof. Dr. Kozbe, kalenin ziyarete açılabilmesi için kazı ve restorasyon çalışmalarının bir an önce tamamlanmasının hedeflendiğini belirtti. Ancak, 2023'te meydana gelen deprem nedeniyle sur duvarlarının bazı bölümlerinde hasar oluşmuş. Özellikle kuzey ve güneydoğu kesimlerinde meydana gelen tahribatın daha büyük sorunlara yol açmaması için restorasyon projesi başlatılacak. Bu projenin yaklaşık 1,5 yıl süreceğini ifade eden Kozbe, restorasyonun tamamlanmasının ardından kalenin tekrar ziyaretçileriyle buluşmasını umut ettiklerini söyledi.

Urfa Kalesi'nin Geleceği

Urfa Kalesi’nde yapılan kazı ve restorasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla, kalenin yeniden turizme kazandırılması hedefleniyor. Hem Şanlıurfa'nın hem de bölgenin tarihine ışık tutan bu çalışmalar, kentin kültürel mirasının korunmasına ve gelecek nesillere aktarılmasına önemli katkılar sağlıyor.