İnsan bazen söyleyecek bir şeyi olmadığından değil, içindekileri tarif edecek kelimeleri bulamadığından susar.

İnsan bazen söyleyecek bir şeyi olmadığından değil, içindekileri tarif edecek kelimeleri bulamadığından susar.

Bu yüzden her şeyi yazamıyor. Kaleme bile anlatmaya gücü yok yüreğin çoğu zaman.

Sonraya bırakalım her şey susuşumuzda kalsın der.

Hatta bildikleri, düşündükleri, acıları, sevdaları ve en önemlisi insanlığı adına susar.

Kim bilir belki böylesi daha iyi der.

Hayattır bu der.

Ve içine kapanır.

Halbuki:

Bazen aldanarak

Bazen düşerek

Bazen koşarak

Ama her olaydan ders çıkarak yaşamak en doğrusudur.

Ama…

İnsan işte hisleriyle ve  hayalleriyle vardır.

Fakat..

Nasip diye bir şey de var. Bunu da unutmamalıdır.

Çünkü bir şey olmuyorsa bunun gerçekleşmesi belki de başka zamanlarındır. Ya da daha iyisi olacağını inancı gereği bilmelidir.

Yoksa..

İstediğin kadar konuş.

İstediğin kadar koştur.

İstediğin kadar kovala.

Boşunadır o çaban.

Neden derseniz?

Nedeni nasibi takdim edene kalmış her şey.

O dilerse eğer, ne koşmana ne konuşmana ne de koşturmana gerek var.

Kısacası Ömer Hayyam’ın dediği gibi;

Niceleri geldi, neler istediler.

Sonunda dünyayı bırakıp gittiler.

Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi?

O gidenler de hep senin gibiydiler.